YASEMENLER...

Dışarıda neler görüyorsun anlat bana dedi adam kadına, telefonda… Boğuk

sesiyle kadın, evin denizi gören iki penceresinden, dışarıya bir gözatıp, üçüncü pencereye ilişti. Kaldırımdaki turunç ağaçlarını anlattı... Yasemenleri sonradan farketti.

Ağlayan yasemenler... Onların en güzel virüssüz, savaşsız günlerini, özlemlerini...

Yaz boyunca sabırlı bir suskunluk.. Hem de İskenderun’un sıcak günlerinde

sabırla., son yaz günlerini bekleyen yasemlenlerin, gülümseyen yüzlerini yaşama

yaydığı kokulan anlattı. Biter mi: Dahası da var.

                                              *****

Birbirleriyle sevişen yasemenlerden ve gün geldiğinde, evinden kaçıp, akşam

sefasına aşık olan yasemeni anlatan şiirden bahsetti adama... Bahçedeki köpek

havlamasının onları korkuttuğunu anlattı. Evinin önündeki merdivenlerden geçen

insanlardan, hangilerinin yasemenlere ait öykülerî bilip bilmediklerini, farkında olup

olmadıkları uzun uzun anlattı.

                                               *****

Sarı yasemenleri izlerken, birlikte rakı içip söyledikleri şarkı geldi usuna:

Doymadım sana ağlarım. Ah ederek yana yana.. .Hicran oldu hayat bana “...

Kendi kendine söylendi : “Seviyorsan eğer, bekletmemelisin.. anahtar

deliğinden içeri süzülen ışığı görmelisin.., vakit geç olmadan....” Besbelli adamı

unuttu.. Televizyondan sesler geldi... Navtex… kıta sahanlığı... sokağa çıkma yasağı... çerezciler fırıncılar açık kalacak... Virüs mutasyona uğradı.

*****

Oysaki adam... hemen kapının önündeydi. Öyle yaa bugüne kadar yaşam ve sevdaların hiç bu kadar güzel yasemenlere örtüştüğünü anlamamış. Üstelik ilk…

“Bekletmemelisin” sözünü kullanan kendisi... Apansız kapıyı çalmış… apansız karşısına

dikilmiş kadının, birbirlerine öylece bakmışlar. Hiç konuşmamışlar...

Ve günlerden bir gün ertelenmiş “Yasemen anlatışlarını” anımsayan kadın tam o

anı yeniden anlatmaya koyulmuş ki adam, gerisini bana bırak demiş... ama tez canlı

kadın. Tez sevip. Tez aldanışlarına yaraşır bir telaşla ;“ Hanisen beni aramıştın.,.

anımsarsın o geceyi” deyivermiş, büyüyü bozuvermiş... Virüs dolu.. yasak dolu..

hüzün dolu bir gecede bir melodi yankılanmış “Doymadım sana.”

Iskalanan sürprizlerin. Paniğe teslim olan titreşimlerin.. . Geç kalmışlıklann..

keşkelerin yazgısı hep böyle olmuş...

                                                *****

İşte böyle... dediğimiz zaman; “Öyleyse senin kabahatin yok” derler.

Koronayı şikâyet edecektim size... Yasemenler başlıklı bir öykü çıktı ortaya...

Virüsten dolayı yitirdiğimiz canlarımıza yani “Yasemenler”e kocamıza, ablamıza annemize, kardeşimize karımıza çocuklarımıza rahmet...

Yasemenleri hiç susuz bırakmayın...