BİR ŞEHİR BİR SAHA

[email protected]

       
      İskenderun’da doğdum. İlkokulu bitirdikten sonra ailemin yanına Almanya’ya gittim. Hollanda sınırının hemen yanında kurulu olan 50 bin nüfuslu küçük bir şehirde çocukluğum ve gençliğimin bir bölümünü geçirdim. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki bazı arkadaşlarım halen orada yaşamaktalar. Ara ara orayı ziyaret eder, o eski yıllarda yaşadığım güzel anıları tazelerim.
      Futbol, ta o yıllardan en vazgeçilmezim oldu. Düşünebiliyor musunuz? 1980’li yılların başı, çocuksunuz, lisansınız çıkmış, o halı gibi sahalarda resmî hakem eşliğinde marka kramponlar giymiş, yedek kulübesinde oturmuş antrenörünüz ve yedek takım arkadaşlarınız, yöneticileriniz, diğer çocukların aileleriyle birlikte sizin de ailenizin önünde, daha çocuk olmanıza rağmen kendinizi üst düzey bir futbolcu konumunda görüp,  o muhteşem havayı yaşamanız...Gerçekten harika duygulardı.
      50 bin nüfuslu o küçük şehirde 3 futbol kulübü, her kulübün kendine ait sosyal tesisleri, 3’er futbol sahası ve 4-5 yaş kategorisinden başlayıp, 18 yaşına kadar mevcut genç takımları, kulüplerin A takımları, A takımları dışında kalan A2-A3 takımları ve nihayetinde tüm futbol yaşantısını bu kulüplerde geçirmiş,  yaşlanmış olmalarına rağmen futbol oynamak isteyen yaşlılar(masterler) takımları mevcuttu. Bu yapı 40 yıldır olduğu gibi günümüzde de halen devam ediyor. Bütün kategorilerde harika dizayn edilmiş, deplasmanlı ligler, en minik köyde bile harika yapılmış futbol sahaları ve kulüplerin himayesinde olmayan insanlar içinde birçok yere yapılmış, halkın kullanabildiği ışıklandırılmış futbol sahaları...Aslında bu durum birçok spor branşı için de aynı şekilde geçerli.
      Oradan buraya, deniz kenarına kurulmuş küçük bir deniz kasabasından plansız, programsız, salt rantçıların hizmetine sunulmuş, Belediye yönetimlerine girmiş çıkarcı insanların ve yandaşlarının sömürdüğü, çapsız ve vizyonsuz müteahhitlere teslim edilmiş, 250.000 nüfuslu, bence şu an için hiç de güzel olmayan bu yorgun ve bitkin şehire gelelim...
     2. Ligde oynayan profesyonel bir kulübü dışında birçok amatör kulübü olan; lakin tesis fukarası da olan İskenderun, futbol sahası konusunda  maalesef can çekişiyor. Kulüplerin A takımları bile antrenman yapmak için saha bulamazken, daha alt kategorilerin ileride hayallerini süsleyen yeşil futbol sahalarında, profesyonel futbol oynamak için nasıl çalışıp şans bulabileceklerini düşünebilirsiniz? Doğal olarak bu mümkün değil. Kendi çocukluğumda yaşadığım o güzel futbol atmosferini, bu şehrin çocuklarının yaşayamadığını  görmenin burukluğunu yaşıyorum hep.
      Düşünebiliyor musunuz? 250 bin nüfuslu bu şehrin, statsızlıktan iç saha maçlarını başka şehirde oynamak zorunda kalan, 2. ligde  olan profesyonel bir futbol takımı var. Birçok amatör futbol kulübü var. Yine bu kulüplerin genç takımları var. Ve bu koca şehirde antrenman ve maçların yapıldığı sadece bir adet sentetik çim saha var. Evet yanlış okumadınız, sadece bir adet saha(!) ki o saha da aslına bakarsanız yüzde yüz nizami de değil. Futbol bu şehirde can çekişirken, mevcut stadı bile yıkan zihniyetin bu kafayla İskenderun’da futbola nasıl baktığını da anlamış oluyorsunuz.
     Sadece okul bahçelerine yapılan küçük halı sahalarla spora destek olduğunu sananların,  aslında ihtiyaç olanı görmek istememesi ne kadar da acı değil mi!
     Bu yerel yönetimden de futbola destek gelmeyeceği çok açık. Zaten yıkılan stattan dolayı futbol ailesi tarafından hedefteler. Önümüzdeki seçimlerde İskenderun futbol dünyası gereken cevabı da bu arkadaşlara mutlaka verecektir. 
      Konu çok açık ve net. İskenderun futbol gençliğinin çok acil 3-4 nizami futbol sahasına ihtiyacı var. Belediyeler eliyle yapılamayanı STK’lerden talep etme aşamasına geldik. Çünkü başka çare kalmadı. Bu doğrultuda İskenderunlu iş insanlarını bünyesinde toplayan İTSO’yu  bu sosyal sorumluğa davet ediyoruz. Büyükşehir ve yerel yönetimin yapamadığını, görevlerinin arasında olmamasına rağmen İTSO’dan bekliyoruz. Çoğunluğu yeniden güven tazeleyen ve yeni seçilen İTSO yönetiminin bu soruna el atıp, kanayan bu yarayı iyileştirip, çözeceğine eminiz. 
     Nihayetinde yönetimde futbolun içinden gelen bir İTSO başkanı, servetinin bir bölümünü bu şehrin futboluna harcamış eski bir İskenderunspor başkanı ve futbolu ciddi manada seven futbol aşığı birçok yönetim kurulu üyesi var.  
        Bu şehre bunu fazla görmeyin. Daha önce İTSO’nun yaptığı birçok güzel sosyal sorumluluk çalışmasının yanına bir de güzel bir nizami futbol sahası ekleyin ve iskenderun gençliğine hediye edin, isminizi ölümsüzleştirin. STK’lerdeki yöneticilerin de çoğu seçilmişlerden çok daha vizyon sahibi ve spor dostu olduğunu, bu şehrin insanlarına gösterin...