İSKENDERUNSPOR BÜTÜN İSKENDERUN’UN

   [email protected]

   Atlantik’in ötesinde de olsanız doğduğunuz, büyüdüğünüz ve işlerinizin halen devam ettiği memleketinizi takip etmeden duramıyorsunuz. Aslında uzak kalacağım bu üç aylık süreçte köşeme bir şeyler yazmayı düşünmüyordum. Ama ülkemdeki son gelişmeler ve İskenderunspor’un yaşamış olduğu son deplasman kaosundan sonra yine rahat duramadım ve birkaç kelam edeyim dedim.
   En son Iğdır deplasmanında yaşanan olaylar, kaybedilmiş maçın ne yazık ki önüne geçti. Çok uzaklardan da olsa gelişmeleri üzülerek takip ettim. Tabii ki bizim gibi futbolun içerisinde yoğrulmuş insanların yapılmış olan bu tip çirkinliklere fazla şaşırmadığımızı belirtmeliyim. Oynadığımız dönemlerde bırakın Hatay dışındaki deplasmanları Kırıkhan’da ,Reyhanlı’da, Samandağ’da ve Antakya’da yaşadığımız rezillikleri düşünüyorum da 50 yıldır bu ülkede, bu konuda hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. Ülke ekonomik olarak ciddi bir çöküş yaşarken bu insanların böyle ilkel yöntemlere halen zaman ayırıp çığırtkanlık yaparak şehirlerini rezil etmeleri olacak şey değil.          
   Anlayacağınız bu konuda da ülkece havanda su dövmeye devam ediyoruz. Oysa ligin ilk yarısında İskenderun’da oynanan maç çok centilmence ve hiçbir sorun çıkmadan sona ermişti. Maalesef “Başarıya giden yolda her şey mübah.” anlayışının saçmalığını rakip taraftarlar kanıksamış olacaklar ki , bir sürü rezilliğin yaşanmasına sebep oldular. 
   Yaşanan rezilliklerin başlangıç noktasının Iğdır Havaalanı olduğunu görüntülerle izledik. Daha sonra otobüsün otele gidiş güzergahında yaşananlar , konaklanan otelin önündeki huzur bozmak ve gerginleştirmek için yapılan çirkin tezahüratlar ve en sonunda stat içerisindeki maytaplarla, bolca edilen  küfürler. Şampiyonluğa oynayan takımların kendi aralarında yapacakları müsabakalardan önce Türkiye’de yaşanan klasik olaylar...
    Yaşananların çok daha beterini ve vahimini gördük. Biz bu ülkede en büyük takımlardan birinin otobüsünün kurşunlandığını bile gördük. Ne oldu, ne değişti? Tabii ki hiçbir şey! Değişmeyecek de bunu bilin. Yapanın her zaman yanına kâr kalacak. Sonra bu kadar olaya rağmen çıkar Iğdırspor FK başkanı bir duyuru yayınlar; “Spor kardeşliktir.” der ve biz de güler geçeriz.
   Bu birinci perde. ikinci perde ise başka ilginçlikleri barındırıyor. Sosyal medyadan yola çıkılarak yayınlanan kınama mesajları ! Mesaj yayınlayanların destekçi (ki bunların çoğu doğru düzgün stada bile gelmez.) yayınlamayanların ise düşman ilan edildiği kıytırık sahte şov alanı. Daha Türkçeyi bile doğru yazmayı beceremeyen ve arkalarından gidilmesini isteyen sözüm ona futbol aşkları! Seçilmiş birilerini kendilerine yakın diye kahraman yapmaya çalışan, muhalif pozisyondaki diğer seçilmişleri ise tukaka duruma düşürdüklerini sanan insanlar...Neresinden tutsanız her yerinden yalakalık akan ve realite ile bağdaşmayan bir yığın saçma sapan yorum...
   Tabii futbola ve İskenderunspor’a gönül vermişseniz haliyle üzülüyorsunuz. Bir de methiyeler dizilen şehrin iki seçilmişinin manevi olarak kulüp yetkililerini arayıp bilgi almaları ve yanınızdayız demeleri doğal olarak çok yerinde de, lakin yaptırımları ne olmuş? Maalesef koca bir hiç. Olaylar maç esnasında dahil olmak üzere iki gün boyunca sürmüş. Peki methiyeler dizilen şehrin İktidar Milletvekili ve şehrin İktidar partisinin Belediye Başkanı, telefon etmenin dışında, mesela Sn. Milletvekili İçişleri Bakanı’nı aramış mı? Bence hayır. Aramışsa da olaylar iki gün boyunca sürdüğüne göre umursanmamış. Cidden olayın üstüne gidilse İçişleri Bakanı’nın bir telefonuna bakar. Vali’ye bir talimat, o çapulcular nefes bile alamaz. Bunu orada mağdur duruma düşen kulüp yetkilileri bilmiyor mu? Biliyorlar tabii ki ama siyasi olarak sıkıntı yaşamak istemiyorlar. Bırakın isyan etmeyi, hiçbir şey yapılmamasına rağmen bir de övücü konuşmalar yapıyorlar.
   Diğer taraftan şu sürekli ısıtılıp gündeme getirilen İskenderun-Antakya düşmanlığını güncellemeler ve araya Büyükşehir Belediye Başkanı’nı sıkıştırarak ona sallamalar...Gerçekten gına geldi artık. Bunların siyasi hesaplarla yapıldığı o kadar açık ki. İskenderunspor bile bu durumda kullanılıyor, pes yani! Halbuki adamın İskenderunspor’a yaptığı katkıların İskenderun’daki seçilmişlerden çok daha fazla olduğunu en iyi Kulüp Başkanı biliyor. En azından ona sorsalar daha sağlıklı bilgi alırlar. 
 Üzülerek belirtmeliyim ki kulüp yavaş yavaş bir grup tarafından siyasete alet ediliyor. Hem de sporun kardeşliğine gölge düşürülerek. Bu durum süreç içerisinde İskenderunspor’a ciddi zararlar verecek. Böyle giderse korkarım orada da ciddi ayrışmalara sebep olunacak. Burada iş Kulüp Başkanı Hakan Bolat’a düşüyor. Gözle görülmeye başlanan bu sıkıntının önüne geçip, bu olumsuzluklara engel olması gerekiyor.
    Yaptığı bütün güzel işleri yakından gören ve izleyen birisi olarak bu gözlemlerimi ciddiye almasını tavsiye ediyor ve bir şeyi aklından çıkarmamasını istiyorum: Bu yolda yapayalnız olduğunu bilmeli ve şampiyonluk gelirse bunun tamamen kendi başarısı olacağını unutmamalı. Ve şunu da bilmeli ki herhangi bir başarısızlıkta da etrafındaki kitlenin kapasitesi, kalitesi ve birikimi mutlaka sorgulanacaktır. Umarım bu durumla ilgili bir iç hesaplaşma yapar. İskenderunspor’un siyasete alet edilmesi ve birileri tarafından ayrıştırılmasına izin vermez. Yoksa gelecekte hem kendi hem İskenderunspor kaybeder. Nihayetinde bu kulüp kendi şirketi de olsa İskenderun’un ismini taşıyor ve hepimizi temsil ediyor.