Aslında her şey yolunda ama yine de içimde bir boşluk var."

Peki, ama neden? Neden görünürde eksik bir şey yokken içimizde tanımlayamadığımız bir huzursuzluk geziniyor?

Olası nedenleri sizler için yazdım:

1 Tüketim toplumunun tuzakları

Modern dünya bize ihtiyacımızı saniyeler içinde karşılayabileceğimiz bir yaşam sundu. Teknoloji konfor, hızlı ulaşım, bolca eğlence... Ama tüm bu imkanlar bizi doymak yerine daha fazlasını istemeye teşvik etti. Bir şeye sahip olduğumuz anda onun değeri azalıyor ve gözümüz yenisinde oluyor. Böylece tatmin olma hissi giderek kayboluyor.

2 Sosyal Karşılaşmalar

Sosyal medyanın etkisiyle başkalarının hayatlarına sürekli tanıklık ediyoruz. Onların başarıları, tatilleri, ilişkileri ekranımıza düşerken, kendi hayatımız sıradan ve yetersiz görünmeye başlıyor. Örneğin ben dün kızımın rahatsızlığı dolayısıyla hastanedeydim ve inanılmaz sıkıntılı anlar yaşadım. Ama siz benim o halimi görmediniz. Çünkü herkesin yaptığı gibi sadece güzel anlarımı paylaşıyorum

3 Duygulara Yabancılaşmak

Yoğun tempo, koşturmacalar, dijital ekranlar... Artık ne hissettiğimizi fark etmeye zamanımız yok. "Nasılsın? “sorusuna otomatik olarak "İyiyim" cevabını veriyoruz ama gerçekten iyi miyiz? iç dünyamızda dönüp duygularımızla yüzleşmediğimiz sürece, yüzeyde her şey yolunda gibi görünse de derinlerde bir şeyler eksik kalıyor.

Aslında sayacak daha var ama burası için bu kadarı kafi diye düşünüyorum.

Peki, Çözüm Ne?

Belki de çözüm sahip olduklarının fazlalığında değil, SADELEŞME de gizlidir.

Bir dostla yapılan içten bir sohbet, sabah içilen kahvenin kokusu, sevdiğimiz bir kitap...

Kendimizi sürekli meşgul etmek yerine bazen durmalı, hissetmeli, düşünmeliyiz.

Çünkü ruhumuz sesleniyor olabilir:

"Benimle ilgilen ,beni anla, beni duy."

Sevgiyle Kalın…