GÜZEL SONUÇ


[email protected]
Aslında hiç de iyi başlamayan ve ilerleyen dakikalar için ürküten bir 15 dakikalık maç başlangıcı....Daha sonra özellikle 20. dakikadan itibaren topa daha çok hakim olma, ikili mücadelelerde kora kor savaş ve oyun disiplinine uyma...Bunun neticesinde ani bir atakla gelişen pozisyon ve dakikalar 42’yi gösterirken Enes Soy’un ayağından gelen golle devre arasına 1-0’lık üstünlükle gidiş...
2. yarıya başlar başlamaz 46. dakikada Emre Gemici’nin golüyle 2-0’lık üstünlük, 70. dakikada harika yapılan pas akışıyla gelişen atak ve Abdurahman Kuyucu’nun neredeyse sıfır noktasından çektiği şutun ağlarla buluşması 3-0...Dakikalar 85’i gösterirken ise Burak Temir’in fişi çekişi ve maçı 4-0’a taşıyan golü...Batuhan Karadeniz’in 87’de Iğdır Futbol Kulübü için attığı teselli golüyle de maçın 4-1 sonuçlanması...
Ev sahibi için sancılı başlayan ama güzel biten bir karşılaşma oldu. Hafta arası önemli bir maçın arifesinde Ümit Karan hocanın gidişi, takımı Riekering ve yardımcı hocaların hazırlamasına vesile oldu. Sezon başında başkanın tercihine saygı gösterme ve moral bozup “istemezuk” gibi bir  cephenin içerisinde olduğumuz düşünülmesin diye olumsuz yorum yapmak istemediğimiz Ümit Hoca’nın, yetersiz olacağı geç de olsa anlaşılmış oldu. Daha çok magazin yönüyle ön planda olan bir spor adamının bu kadar önemli bir projeye önderlik yapmasını beklemek sadece biraz saflık olurdu zaten. Nitekim yollar ayrıldı ve takıma yeni bir hava gelmiş oldu. Takımın bu maça iyi hazırlanmış olduğu kesin. Daha önce Türkiye’de üst seviyede çalışan lakin 3. ligdeki futbol ortamını pek bilmeyen Riekering’e bu galibiyeti tamamen yazarsak, yardımcı hocalara biraz haksızlık yapmış oluruz. Onların etkisinin Riekering’ den çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Takımın eski dizilişi ile oynamış olmak ve alt ligler için çok daha gerçekçi 4-4-2 klasik dizilişiyle defansı sağlam ve orta sahayı daha kalabalık tutmayı hedeflemek, bu maç özelinde önemli bir taktik varyasyondu. Tabi bu çarkın önemli dişlisi de sahada üstün bir oyun sergileyen ve takımını iyi yöneten kaptan İrfan Başaran oldu. Her gelişen atakta onun imzası vardı. Takımın lideri gibi oynadı ve önemli bir eksikliği bu maç itibari ile kapatmış oldu. Takımın saha içerisindeki dağılımı, verilen taktiğe uyma,  topu ayağa oynama, orta sahanın defansa sağladığı katkı çok iyiydi. Oyun disiplininden ödün vermeyince rakip kilitlendi ve bu oyun karşısında hiçbir şey yapamamaları bende şaşkınlık yarattı. Neticede kadrosunda Süper lig ve 1.lig deneyimi yaşamış 5 futbolcuya rağmen hiç etkili olamadılar. Onlardan daha efektif bir oyun bekliyordum ama oyunları çok güdük kaldı.
Nihayetinde kendi takımımıza tekrar gelecek olursak,  bu maçtaki görüntü tribünlere iyi yansıdı. Mücadele gücü üst seviyede bir takım izledik. Zaten 3. ligde de bunu yapmak gerekir.
Yalnız bu sefer uyarımı erken yapmam gerekiyor. Şampiyonluk yolunda olan bir takım tribünlerden yönetilemez. Hele kulübedeki yetki kargaşasından kaynaklanan sürekli birilerinin ayakta olması, hiç şık bir görüntü sergilemedi. Takımın başında tek yetkili olur ve o da sahada olmalı. Çoklu yönetim şekli ve her kafadan müdahale isteği olmaz. Kulüp ya kendi içinden tam yetki ile kulübedeki hocalardan birini görevlendirecek ya da acil bir şekilde 3. ligi iyi bilen, futbolcuları tanıyan bir hocayı takımın başına getirecek. Riekering’in iyi niyetli rüzgarı kimseyi aldatmasın. O bu 3.ligi ve zorluklarını hiç bilmiyor. Bu konudaki iyi niyetli uyarımı erkenden yapmış olayım. 
6. hafta geride kalmış oldu. 2 galibiyet, 3 beraberlik, 1 mağlubiyet ve toplanan 9 puana karşılık tabelada 6. sıraya oturan, liderle arasında 3 puan olan bir İskenderunspor A.Ş. var. Hiç de fena olmayan bir durum. Şimdilik görüntü daha iyi olacağını gösteriyor. Durmak yok çalışmaya devam. Bu emekler boşa gitmeyecek.