Deepfake Tehlikesi Büyüyor
Günümüzde internette bir video izlediğimizde ya da bir ses kaydı duyduğumuzda artık
kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: “Gerçek mi?” Bu şüphe, giderek daha yaygın hale
gelen deepfake teknolojisinden kaynaklanıyor.
Deepfake; bir kişinin yüzünün, sesinin ya da mimiklerinin yapay zekâ kullanılarak farklı
içeriklerle birleştirildiği, sahte ama gerçekmiş gibi görünen video ve ses dosyalarının
üretildiği bir yöntemdir. Bir kişinin hiç söylemediği bir sözü söylemiş gibi gösterilmesi veya
hiç bulunmadığı bir ortamda varmış gibi yansıtılması bu teknolojiyle mümkün hale geliyor.
Üstelik bu içerikler artık çoğu zaman ilk bakışta ayırt edilemeyecek kadar gerçekçilik
kazandı.
Bu durum bireysel düzeyde itibar zedelenmelerinden, kurumsal dolandırıcılıklara kadar birçok riski beraberinde getiriyor. Sahte bir ses kaydıyla banka işlemi yapılabiliyor ya da
montajlanmış bir video ile bir kişinin kariyeri ve özel hayatı hedef alınabiliyor. Toplumsal
düzeyde ise, bilgiye ve görüntülere olan güvenin zedelenmesi en büyük tehditlerden biri
haline geliyor.
Peki, bireyler olarak ne yapabiliriz?
Özellikle dikkat çekici ya da kışkırtıcı içerikleri hemen paylaşmak yerine, kaynağını
araştırmak gerekir.
Sosyal medyada karşılaştığımız görüntülerin gerçekliğinden emin olmadan yayılmasına katkı sağlamamalıyız.
Görsel ve işitsel içeriklere yönelik eleştirel düşünme becerimizi geliştirmeli, dijital
farkındalığımızı artırmalıyız.
Tanıdığınız kişilerle, özellikle birinci derece yakınlarınızla aranızda yalnızca sizin
bileceğiniz bir parola belirleyebilir; size sesli ya da yazılı şekilde bir talep geldiğinde bu
parolayı kullanarak doğrulama yapabilirsiniz.
Deepfake teknolojisi, dijital güvenlik alanında karşı karşıya kaldığımız yeni nesil
tehditlerden biridir. Bu tehdide karşı en etkili savunma ise, bilgili ve bilinçli hareket eden
bireylerden oluşan bir toplumdur. Gerçekle kurgu arasındaki farkın giderek silikleştiği bu
dönemde, sorgulamak ve doğrulamak her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
Güvenli kalın...