Selam güzel dostlarım;

Ev nedir?

Yuva, başımın üstündeki çatı, güvenli liman, ev eşimin olduğu yer, ailem, çocuklarım….

Ev nedir? Gerçekten…!

İnsanın evi yıkılınca mı evsiz kalır? Eşyalarımızın dili ve duygusu olmasa da baktığınızda hissettirdiği şey mutluluk değil midir?  Düzenli rutin, her gün aynı yerde olan yastık size güven vermiyor mu? Ev şehir miydi; odaları yıkılmış gibi hissetmediniz mi, enkazların içinde ,sağlam evlerinizde yaşarken…? Acaba şehrimiz miydi evimiz?

Yağmur da yağsa, rüzgar da esse  oradaydı, eskiden her şey…! Artık hangi evin, nerede olduğunu bilmeden geçtiğimiz garip sahipsiz yollara dönüştü her yer…

Bazen enkazların yanından geçerken, balkondaki çiçekleri ile  yerle bir olduğu için enkazlar da çiçekler açmış, rengarenk ve çeşit çeşit, zambaklar, akşam sefaları yıkama ve yok oluşa rağmen onca taşın betonun arasından yol bulmuşlar ve tekrar gelmişler dünyaya…!

Tanıdıkları alışık oldukları saksılar da ve balkonlarda değildiler  sadece… Şehrin her yeri hüzünlü ve yıkılmış; ilginç olan, yan binası yerle bir olan başka bir bina ayakta ve insanlar çoktan yerleşmiş tekrar evlerine….

Her sabah dualarımda; şehrime dua ediyorum, tekrar gülsün yüzü ve iyileşsin, sanki bir sihir olsun ve tekrar ihtişamıyla parlasın diye…!

Ben yaşadığımız felaketten sonra anladım ki; hayat, gerçekten çok kısa ve değer verdiğimiz, rengarenk boyanmış duvarlarımız, kapılarımız, eşyalarımız ve anılarımız içinde insan yokken aslında hiçbir şey….

Ve, bu nedenle diyorum ki; ev huzur, ev biz, ev sevdiklerimiz, ev sensin;

Kısacık hayatımız boyunca aldığımız onca eşyanın, aslında kimseye bir faydası olmuyor ve olabildiğince sadeleşip bağlamadan eşyaya ve kıyamadığımız duvara, cama, kapıya, eve… olabildiğince sadeleşelim, güneşe bakalım, iyilik yapalım, görmediğimiz yerler için biriktirelim paralarımızı…

Sevdiklerimizle vakit geçirelim, köpeğiniz ve kedimizle, ahırdaki inek ve kuzularınıza zaman ayırın …!

Gerçek dostlar olsun çevrenizde, bu acılarınız hafiflesin ve iyileşsin; sizin yaralarınız kanadıkça hepimizin canı yanıyor.

Dilerim şehrimize; vizyoner, iyi, empati duyguları olan ve dünya malının dünya da kalacağını bilen ve öğrenmiş yöneticiler gelir ve yine dilerim ki; gelen yönetici, bu yönetimin tek başına değil, her evin içine dahil olduğu, adil ve eşit bir yönetim öngörür.

Son olarak; İnsan çok akıllı ve üstün tüm canlılardan, bu üstün olma halini yapıcı olmaya ve dünyayı yaşanır kılmaya adar diye diliyorum.

Evim sensin İskenderun….