Yorgan gitti, kavga bitti.

Gece kendini gösterince, düğün dernek bitti. Her şey çok güzel gibiydi ama. Çaldılar, oynadılar, yediler, içtiler, sarıldılar, öpüştüler, kucaklaştılar, hem de uzun uzun. Sanki çok uzun süredir birbirlerini görmüyormuşçasına uzuun uzuuuun sarılıp kucaklaştılar…

Her şey güllük gülistanlıkmış gibi eğlendiler. Eğlence gırla yani..

Düğün bitti, herkes dağılınca kaldılar mı bir köroğlu, bir ayvaz…

Herkes gitti. Yani yorgan gitti, kavga bitti.

Sarılma ve kucaklaşma kalmadı. Kendi işine gücüne döndüler mi? Takkıye olduğu anlaşıldı mı?

Takke düştü kel göründü, yani.

Aile birbirine girdi. Kelle almalar başladı. Her adımda yeni bir kavga…

Neymiş, sarılmalar, kucaklaşmalar göstermelikmiş.

Kazanılan iki dirhemlik makamlar daha önemliymiş.

Anlaşıldı.

*

Ahmet Kutsi Tecer (4 Eylül 1901, Kudüs - 23 Temmuz 1967, İstanbul), Türk öğretmen, şair, oyun yazarı ve siyasetçi. Halk kültürü alanında çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları, Karacaoğlan ve Yunus Emre’nin hayatına ışık tutmuştur. Halk şairi Âşık Veysel’i Türkiye'ye tanıtan, halk müziği derlemecisi Muzaffer Sarısözen'i keşfeden kişidir.

1930'larda adını şiir alanında duyuran edebiyatçının en çok bilinen eseri, Münir Ceyhan tarafından bir okul şarkısı hâline getirilen “Orada Bir Köy Var Uzakta” adlı şiirdir. Tecer, şairliğinin yanı sıra kaynağını yerli ve millî unsurlardan alan tiyatro eserleri vermiş bir oyun yazarıdır. VI. dönem Seyhan, VII. Dönem Şanlıurfa Milletvekili olarak TBMM’de görev yapmıştır.

Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta

O ev bizim evimizdir.

Yatmasak da, kalkmasak da

O ev bizim evimizdir.

Orda bir ses var, uzakta

O ses bizim sesimizdir.

Duymasak da, tınmasak da

O ses bizim sesimizdir.

Orda bir dağ var, uzakta

O dağ bizim dağımızdır.

İnmesek de, çıkmasak da

O dağ bizim dağımızdır.

Orda bir yol var, uzakta

O yol bizim yolumuzdur.

Dönmesek de, varmasak da

O yol bizim yolumuzdur.

*

Bu şiir/şarkı sadece uzakta özlemi duyulan bir yer için değil de, mecazen bir insan için de değerlendirilebilir. O kişi oradadır. Gidip görmesek te, arayıp konuşamasak ta, O oradadır. Onun orada olduğu, yaşıyor olduğu bilgisi bile onunla ilgili yüreğimizin huzurla dolu olmasını sağlar.

Zaman zaman güzel anılar gelir aklınıza ve aramak konuşmak istersiniz. Tam arayacakken başka bir telefon gelir, başka biri girer araya, ya da başka bir şey. Ertelersiniz..

Bu yeni dünya düzeni maalesef sizi bütün bunları yapmaktan alıkoyar. Doğru mu? Elbette ki hayır. Doğru değildir. Mazeret olamaz bile…

Ama oldu mu? Evet maalesef oldu ve oluyor.

Nereye gittin be Kadir Abi? Erken oldu be… Daha karpuz keseceydik…

O hoş sohbetler devam edecekti. Gece boyu konuşmalar. Kritik yorumlar.

Çatı/şemsiye hangisi olacaktı? Hukuk mu birinci, eğitim mi? Hangisi önde gelir? Devam etmeyecek miyiz bu tartışmalara…

Ah be Kadir abi, ah… Çok erken oldu. Bizi bırakıp bu kadar erken gitmeyecektin.

O köy artık bizim mi, değil mi? Bilemiyorum..

Özlüyoruz… Hem de çok…

Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Işıklar içinde uyusun.

Anısına Saygı ve Hürmetle…

*

Zamanı hiç bitmeyecek şekilde sanmayın. Er geç bitiyor. Ertelemeyin.

Sevgiyle kalın.