Günlük hayatın telaşı içinde koştururken aklımıza bile gelmeyen bir zenginlikten söz etmek istiyorum: Sağlık. Ne vitrinlerde sergileniyor ne de banka hesaplarında görünüyor. Sessiz, gösterişsiz ama hayatın tamamını ayakta tutan bir servet bu. Peki biz, sağlıklı olduğumuzun gerçekten farkında mıyız?

Her sabah gözlerimizi açıyoruz. Görüyoruz. Renkleri, yüzleri, ışığı… Bunu o kadar doğal karşılıyoruz ki, sanki hep böyle olmak zorundaymış gibi. Oysa bir an durup düşünsek; gözlerimizi kaç liraya satardık? Dünyanın tüm serveti önümüze serilse, görme yetimizden vazgeçer miydik? Büyük ihtimalle hayır. Çünkü göz, sadece bir organ değil; hayatla kurduğumuz bağın en güçlü halkalarından biri.

Aynı soruyu ayaklarımız için sormak gerek. Yürümek, koşmak, bir yere kendi adımlarımızla gidebilmek… Ne büyük bir özgürlük. Gün içinde attığımız her adım aslında fark etmediğimiz bir ayrıcalık. Dünyaları verseler, bu özgürlüğü bırakır mıydık? Ayaklar sessizdir; ama yoklukları bütün hayatı susturur.

Almanya’dan Depremzede Yetim ve Öksüzlere Yardım
Almanya’dan Depremzede Yetim ve Öksüzlere Yardım
İçeriği Görüntüle

Bedenimizdeki her organ, görünmeyen bir işbirliği içindedir. Kalp durmadan atar, akciğerler her nefeste hayatı yeniden sunar, ellerimiz tutar, yazar, sarılır. Biz ise çoğu zaman bu kusursuz düzeni görmezden geliriz. Ta ki bir aksama olana kadar… O zaman anlarız ki bu beden, sıradan bir yapı değil; paha biçilmez bir bütündür.

Sağlık, kaybedildiğinde değil; sahipken değerini bilmemiz gereken bir nimettir. Çünkü sağlık olmadan, en büyük başarılar bile eksik kalır. En pahalı evler, en yüksek makamlar, en dolu hesaplar… Sağlık yoksa, hepsi anlamını yitirir. İnsan, ancak sağlıklı olduğunda hayata tam olarak katılabilir.

Belki de kendimize şu soruyu sormanın zamanı gelmiştir: Bugün sahip olduğum sağlığın kıymetini biliyor muyum? Ona gereken özeni gösteriyor muyum? Şükretmek, sadece zor zamanlara mı aittir, yoksa iyilik hâlinin de bir dili var mıdır?

Sağlıklı olduğumuz her gün aslında çok zenginiz. Ama bu zenginlik parayla ölçülmez. Bir bakış, bir adım, derin bir nefes… Hepsi paha biçilmez. Ve belki de gerçek farkındalık, bu sessiz serveti kaybetmeden önce görebilmektir.
Haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın.