İsrail-Hamas savaşı patlak verinceye kadar, dünya ekonomisinden gelen haberler genelde olumlu idi. ABD ekonomisinde büyüme ve istihdam eğilimi güçlüydü.

Merkez bankaları yüksek faizler yoluyla enflasyonu bir resesyona yol açmadan denetim altına almış görünüyorlardı. Amerika’nın önde gelen bazı ekonomistleri New York Times gazetesinde yazdıkları makalelerde enflasyonla mücadele tamam, kazandık diye yorumlarda bulunuyorlardı. Çin ekonomisinde gayrimenkul piyasalarında beklenen kriz riskleri nispeten azalmıştı.

Petrol fiyatlarının varil başına değerleri, neredeyse sabitlenmiş gibi seyrediyordu. Gelişmekte olan ülkelerin mali dengeleri, yüksek faizlere karşın şaşırtan bir dayanıklılık sergilerken Harvard üniversitesi ekonomi ve kamu politikaları profesörü eski IMF baş ekonomisti Kennet Rogotf ufukta borç krizi ihtimali yoktur diyecek kadar güven içindeydi. Dünya ticaretindeki eğilimleri sergileyen kargo, gemi taşımacılığı, konteyner sevkiyatları ve eneji nakil vasıtalarının maliyetleri covid salgınının yan etkilerinden kurtularak toparlanmış, ticari trafik normalleşmişti.

İsrail-Hamas savaşı bazı ekonomistlerin tam covid etkisinden nihayet kurtulduk dedikleri noktada patlak verdi. Ve Gazze savaşı kaçınılmaz olarak dünya ekonomisinde kırılganlıklara sebep olmaya başladı.

Bu kırılganlıklar, enflasyon alanında, ticaret ve yatırım güvenliğinde ve de hepsini etkileyecek olan jeopolitik güvenlikle doğrudan ilişkilidir. Dünyanın en önemli enerji tedarik bölgesi orta doğudur. Petrol birçok alternatife rağmen hala küresel birinci enerji kaynağıdır. Petrolün günde 20 milyon varillik miktarı Hürmüz boğazından Kızıldeniz’e oradan Süveyş kanalını geçerek tüketici batı ülkelerine sevk edilmektedir. Bu bölgelerdeki ufacık bir aksama ve gerilim petrolün dünyaya sevkini sekteye uğratır ki, bu durum dünyada çok büyük bir ekonomik bunalıma sebebiyet vererek petrolün varil başına fiyatını 150 dolara kadar aniden yükseltebilir. Doğalgaz fiyatları Ukrayna ve Rusya savaşı nedeniyle zaten yüzde 30 arttı.

Almanya gibi zengin ülkeler dahi zorlanıyorlar. Şayet İran İsrail’le çatışmaya girerse Hürmüz boğazı ablukaya alınır ve petrol varil başına 200 doları görür. Pahalılık ve yokluk ateşi tüm dünyayı sarar. Ülkelerin büyüme oranı ve yatırım kapasiteleri sıfıra düşer. Bilhassa gelişmekte olan ülkeler dibe vurur. Borçlar ödenemez, kredi almak imkânsızlaşır ve bankalar batar.

İşsizlik maksimum seviyelere çıkar. Böylece Dünya bir ekonomik kaos ortamına düşebilir.

İsrail-Hamas savaşı zaten Gazze ekonomisini yok etti. İsrail ekonomisi de 200 milyar dolarlık bir rizikoya girdi. Amerika’nın sonsuz desteğine rağmen bu ülkenin savaşın etkilerine daha ne

Kadar dayanabileceği merak konusudur. Amerikan kongresinde İsrail’e yapılan karşılıksız yardımlara karşı çıkan güçlü bir muhalefetin varlığını da unutmamak lazım. Zaten Ukrayna’ya yapılan yardımların artması bile çok büyük bir dirençle engellenmeye çalışılmıştı.

Savaşın başlamasıyla birlikte İsrail’de çalışan 7 bin Taylandlı işçi ve sağlık sektöründeki Filipinli teknisyenler ülkeyi terk etti. Bu denli çalışanını kaybeden İsrail birçok işletmesinde ve tarım alanında sıkıntıya düşmüştür. Eğer, savaş devam ederse esas yan Etkiler bahar aylarında daha yüksek oranda İsrail’i sarsacaktır. En başta turizm sektörü mısır ve ürdünle birlikte İsrail de bir çöküşe sebep olacaktır. Ayrıca İsrail’in Arap ülkeleriyle kurmaya çalıştığı normalleşme faaliyetleri aksayabileceği gibi işbirlikleri ve entegrasyon olanakları sekteye uğrayacaktır. Amerika bu olumsuz noktayı hesap ettiği için İsrail hükümetine itidal tavsiyelerinde bulunmaya başladı bile.

Kızıldeniz ve Süveyş’te güvenlik zafiyeti kontrol dışına çıkıp Gemiler ümit burnu üzerinden seferlerine çıkmak zorunda kalırlarsa artan maliyetleri karşılamak çok zorlu bir sürecin başlamasına neden olur. Türkiye, Rusya ve Çin çatışmaların bir an önce durdurulmasını öncelikle bu yüzden istiyor. Ayrıca insani yönden bu kadar masum çocuk ve sivil halkın mağduriyeti dünya kamuoyunun vicdanını sızlatmaktadır. Bu acımasız durumun çok büyük bir mülteci akınına da sebebiyet vereceği aşikârdır. Her yönden sıkıntı yaratan bu kavganın bir an önce siyasi çözüme kavuşmasını temenni ediyoruz.