Selam sevgili dostlarım; Nasılız; iyi miyiz; tıpkı şehrimiz gibi bir yanımız yerle yeksan bir yanımız çayır-çimen mi!...

Evet iyiyiz; şükür sevgili kardeş kentimiz Antakya’nın yaşadığı dram yanında 'biz kötüyüz' demek haksızlık olur!...

Biraz önce şehir merkezine geçtim; yollar kapalıydı, yıkımlardan dolayı!...

Yıkılan ordu evi sanki koltuğunu bırakmış aile büyüğü gibi…

Boş ve arkasındaki binalar ne kadar öksüz ve yalnız! Onun giyinmiş ve donanmış bir hali vardı; yıkılınca arasındaki binalar hem kötü hem de yalnız olmuş!...

Sonra Hataylı otelin oradan dönerken; ölmüş ve hala ayakta ama yıkılacağı belli binalarla cenaze evi olmuş şehrim!...

Şehirler; Erkek ve kadın olarak ayırsak İskenderun’da bence kadın bir şehir, etekleri denizleri, bir dağı, bir sahili ile hep bir hareketli hep bir nazlı. Tıpkı İstanbul gibi!...

Orası da nazlı, gururlu ve ulaşılmaz gelir bana…

İşte güzel şehrim; biraz hırpalandı, biraz yırtıldı üstü başı , şişti gözü kaşı, kırıldı kolu kanadı ama buna rağmen çok güzel!...

Şehrimizin çokça bakıma, iyileşmeye ve kalabalıklaşan nüfusa yetişmeye ihtiyacı var...

Tıpkı bir anne gibi sarsın ona sığınan insanları kolunun altında, kalbinin üstünde çok yer var!...

Çoğu zaman ; yönetimi, eleştiren , her şeyin çok kötü gittiğini söyleyen yazıları bende okuyorum…

Çokta hak veriyorum; ama biz şehrimize hizmet ediyor muyuz!... Mesela zor günlerde çöplerimizi çöp aralarının gelme saatine yakın atsak biraz yardımımız olur mu; böylece rüzgar uçurmaz belki; yada kağıt toplayıcıları didikleyip havaya savurmazdı!...

Belki de araba camlarından çöp atmayız; ve yerler kirliyken, tertemiz evlerde, titizim temizim diye ahkam kesmezdik…

Evlerinin önünü ellerine süpürge alıp , bu günlerde kim temizledi!...ya da sitemizi el birliği ile temizledik mi!... Parklara çocuklarınızı oynatmaya gidince, elini yüzünü ıslak mendille silip attınız mı parklara ; ya da  Deniz kıyısında içtiğiniz kahve , meyve suyu atıklarını attınız mı!...

Eğer bunların birazını ,yada çoğunu yaptıysanız ;şikayet hakkını kaybetmişsinizdir artık…

Yıkıldık ,öldük, hayallerimizi umutlarımızı kaybettik ama ; bu şehrin size ihtiyacı var !...

Ağıtlarımız var ve dam ediyor!,,, molozlardan arda kalan ; demir yüklü tırları gördükçe sanki; kırılan kemikleri görmüş gibi kalbim yerinden çıkıyor!...

Her bir demir sanki; bir bedenin kolları gibi korumuştu pek çok canı!... sanki bir insanı kaybetmiş gibi ağlıyorum demir kamyonlarının ardından!...

Ağıtlar, acılar devam etse de ; biz şehrimizin temizliğinden, güvenliğinden ,eski gibi tekrar ayağa kalkmasından sorumluyuz !...

Bana ne; ben vergimi verdim; hizmet yapmak zorunlu bu hükümet deme zamanı şimdi değil bizler de destek olalım; sadece evimizin önünü süpürüp,sularımızı dikkatli kullanarak .

Tabi ki; sorumlular gereğini yapacak, ama biz de siyasetçilerin kimliğine bürünüp ; sürekli politika yaparak bir yere gelemeyiz!...

Hiçbirimiz ekonomi bakanı değiliz.

Öfkemiz ,ben! ben! diye dolaşmalarımız ancak bize zarar verir ,artık biraz BİZ diyelim Yerel Yönetimi olumlayarak kendi şehrimize hayat verelim!...

Birlikte ve el ele …. Her zaman!...

YASAMIZ BİTMEDİ