Dünya genelinde yaşanan ölümlerin ciddi bir kısmının kanser nedeniyle olduğunu kaydeden Şahutoğlu; “1-7 Nisan tarihleri arası Ulusal Kanser Haftası olarak değerlendirilmekte ve bu yönde uzun zamandır çalışmalar yapılmaktadır. Çünkü kanser ülkemizde ve dünyada özellikle kalp ve damar hastalıklarından sonra insanda ölüme en çok sebebiyet veren hastalık. Hem yüksek maliyetli, hem de ülkelerin iş gücü anlamında çok ciddi manada kayıplara yol açması nedeniyle son derece önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu sorunun çözümüne yönelik dünyada bütün ülkeler çok ciddi manada önlemler almaktadır. Bizim ülkemizde de bu yöndeki önlemlerin artırılması, farkındalık yaratılması ve önlenebilir kanser türlerinin olduğu göz önünde bulundurulduğunda, hastaları bilinçlendirme, erken teşhisin ortaya konmasına katkı sağlamak amacıyla 1-7 Nisan tarihleri Ulusal Kanser Haftası olarak ilan edilmiştir” diye konuştu.

Kanserin, dünya nüfusunun artması ve insan ömrünün uzaması nedeniyle artan bir sosyal halk sağlığı meselesi olduğunu ifade eden Şahutoğlu “Dünya Sağlık Örgütü 2018 verilerine göre dünyada ortalama her sene 18 milyon yeni kanser vakası olduğu, yaklaşık 9,5 milyon insanın da kanser nedeniyle hayatını kaybettiği saptanmıştır. Her 5 erkekten biri, 8 kadından da bir tanesi hayatının herhangi bir evresinde kanserden yaşamını yitirmektedir. Oransal anlamda çok yüksek bir oran var ancak kanserle ilgili son yıllarda hem tıbbın gelişmesi, hem teknolojinin ilerlemesi, hem bu konuda çok tecrübeli hekim kadrolarının ve bunu destekleyecek bilimsel ve teknolojik donelerin artması nedeniyle, erken teşhis edilebilen, erken teşhis edildiği zaman da tedavisinden çok ciddi anlamda olumlu ve iyi sonuçlar alınabilen, bu anlamıyla da insan hayatını ve yaşam süresini, kalitesini arttırabilen bir olgu olduğu için burada en önemli şey özellikle 21. yüzyıl dünyasında kansere yönelik yapılan çalışmalardaki en önemli parametre korunma ve erken teşhise yönelik taramaların yapılmasıdır” şeklinde konuştu.

Kanser ile ilintili olarak yapılan çalışmalar 90 oranında çevresel faktörlerin, 10 oranında da genetiksel faktörlerin etkili olduğunu gösterdiğini belirten Şahutoğlu şunları paylaştı: “Çevresel faktörlere yönelik önlemler alınabiliyor. Bunların başında beslenme geliyor. Özellikle obezite, aşırı kilo ciddi bir risk faktörü. Tütün kullanımı bu işin başındadır, alkol tüketimi, hareketsizlik! Bunlara yönelik önlemlerin alınması, bazı kanser türlerinin önlenmesine de katkı sağlayabiliyor. O yüzden son yıllarda yapılan çalışmalarda bu korunma yöntemlerine ve tarama yöntemlerine ağırlık veriliyor. Örneğin kadınlarda her sekiz kadından bir tanesi meme kanseri olabiliyor. Kanserin kendisinden ziyade teşhis evresinden kaygı duyuyoruz. Erken teşhis ettiğimiz vakalarda neredeyse yüzde yüze yakın şifa elde edebiliyoruz. Bu göz önünde bulundurulduğu zaman genel tavsiyemiz beslenme düzenimize dikkat edelim, zararlı alışkanlıklardan kaçınalım, sporumuza dikkat edelim ve kontrollerimizi düzenli olarak yapalım”

Büyükşehir Zabıtası kasapları denetledi! Büyükşehir Zabıtası kasapları denetledi!

Editör: TE Bilisim