Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği yaptığı açıklamada, basında yer alan “İskenderun’da kaçak etüt merkezinde 12 yaşındaki bir kız çocuğunun kendini öğretmen olarak tarif eden biri tarafından taciz edildiği ve olayın yargıya taşındığı” haberini üzüntüyle okuduklarına işaret edildi.

Kadına ve çocuğa dokunulmaması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada “Onların hayallerine ve hayatlarına yapılacak en ufak bir olumsuz müdahaleye sonuna kadar karşı olduğumuzu ve bu konudaki hassasiyetimizi sonuna kadar koruyacağımızı buradan bir kez daha belirtmek isteriz. Bizi burada kahreden ise böyle bir olayda mesleğimizi ifa ettiğini söyleyen birinin isminin geçiyor olmasıdır” denildi.

Çocukların iç dünyalarında ayrı bir yeri olan, aileden sonra en çok güven veren öğretmenlerin isimlerinin bu tarz haberlerde geçiyor olmasının öğretmenlik mesleğinin kutsiyetiyle çeliştiğine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi: “Yargıya taşınmış olan bu olayın en doğru şekilde incelenmesini ve gerçeğin ivedilikle tespit edilip ona göre karara bağlanmasını istiyoruz.

Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği (ÖSÖB-DER) olarak kurduğumuz Öğretmenlik Etik Komisyonunda da konuyu değerlendirerek bu gibi olayların öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmadığını, bir öğretmenin isminin böyle bir olayda geçmiş olmasının çok üzücü olduğunu, derneğimize üye olan öğretmenlerimizin içerisinde etik değerler konusunda yapmayı planladığımız çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gözlemledik. Bu sebeple olayın takibinde olduğumuzu belirtmek isteriz.

Bu korkunç olay ilk değildir ve ne yazık ki son da olmayacak gibi görünmektedir. Biz, mesleğinin kutsallığına inanmış, öğrencileri çocuklarımız gibi gören ve onları her tür kötülükten korumaya kararlı öğretmenler, içimize karışan çürükleri tespit, ayrıştırma ve yargıya bildirme konusunda kararlıyız. Ancak bu vahim örnekteki sapıkların aramıza kolayca karışmasının temelinde denetimsizlik olduğunu kamuoyuna ve yetkililere bildiririz. Denetimsizlik ile birlikte öğretmenlerin mağduriyerlerini çözmeye yönelik kalıcı çözümlerin üretilmemesi bizleri haberde yer alan denetimsiz, merdiven altı diyebileceğimiz oluşumlara itmektedir. Bu durumun ortaya çıkardığı bu boşluk ise öğretmen olma vasıflarını bırakın, insan olma vasfında dahi yoksun kişilerin öğretmencilik oynamasına alan açabilmektedir.

Devletimizin özel sektörde çalışan öğretmenlerle ilgili şartları düzenlemesinin, işveren ile öğretmen arasında yapılan anlaşmalardaki umursamaz tavrından vazgeçip garantörlük görevi üstlenmesinin ve denetimlerle öğretmenin maddi ve manevi haklarını korumasının sorunların çözümünde etkili olacağı kanaatindeyiz. Haberde geçen yapıların oluşması maddi olanakların, ihtiyaçları karşılayabilecek durumda olmamasındandır. Özel sektörde veya devlet okullarında öğretmenlik yapan öğretmenlerimizin bu tarz resmi olmayan oluşumlar içinde yer almaları keyfiyetten değil, ihtiyaçtandır. Maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken öğretmenlerimiz, ihtiyaçlarını giderebilmek için ek mesai yapmak zorunda kalmaktadır. Bu durum da denetimi zorlaştırmaktadır. Bu tarz sorunların yaşanmaması, öğretmenlerimizin kendilerine ve ailelerine zaman ayırabilmesi gibi durumlar için öğretmenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte ÖSÖB-DER olarak, mesleki alanımız içerisindeki deformasyonun farkında olarak Öğretmen Etik Komisyonumuzu oluşturmuş ve çalışmalarımıza başlamıştık. Bu elim olay, çalışmalarımızın ne kadar önemli olduğunu bir defa daha bizlere göstermiştir. Yine bu amaçla yaralı yavrumuzun uzmanlar eliyle rehabilite edileceğini umuyor, konunun paydaşlarına çözüm için işbirliği teklif ediyoruz.”

Editör: TE Bilisim