Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2024 Global Riskler Raporu'na göre yapay zekâ kaynaklı dezenformasyon, önümüzdeki iki yıl için en büyük tehdit olarak görülüyor.İSTANBUL (İGFA) - Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2024 Global Riskler Raporu, yapay zeka kaynaklı dezenformasyonun önümüzdeki iki yıl içinde en büyük küresel tehdit olarak öne çıkacağını vurguluyor.

Genç tasarımcılar hem dünyayı geziyor hem okuyor Genç tasarımcılar hem dünyayı geziyor hem okuyor

Bu yılın risk sıralamasında birinciliğe yükselen yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, geniş çaplı yapay zekâ modellerinin kullanım kolaylığı sayesinde, sofistike ses klonlamasından sahte web sitelerine kadar geniş bir yelpazede 'sentetik' içeriklerin üretilmesine yol açıyor.

Bu süreçler hem bireylerin hem de kurumların bilgiye olan güvenini sarsıyor ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor. Bu bağlamda, hükümetlerin çevrimiçi dezenformasyon ve yasadışı içeriğin hem barındırıcılarına hem de yaratıcılarına yönelik yeni ve gelişen düzenlemeleri yürürlüğe koymaya başladığı görülüyor. Bu yeni düzenlemeler, yapay zekâ teknolojilerinin doğru ve etik kullanımını teşvik ederek, yanlış bilgilendirmenin yayılmasını önlemeyi amaçlıyor.

DÜNYADAKİ İLK “YAPAY ZEKÂ YASASI” 2025'TE YÜRÜRLÜĞE GİRECEK

Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelerinin temel ilkelerde uzlaştığı, 2025'te yürürlüğe girmesi planlanan “yapay zekâ yasası”, teknolojinin getirdiği riskler ve fırsatlar arasında bir denge kurmayı hedefliyor. Yasada, yapay zekâ sistemlerinin risk seviyelerine göre sınıflandırılması ve bu sınıflandırmalara uygun düzenlemelerin getirilmesi planlanıyor. Bu adım, teknolojik yeniliklerle bireylerin haklarını koruma arasında kritik bir dengenin sağlanmasını amaçlıyor.

GYİAD Dijital Çalışma Grubu Eş Başkanlarından Ali Oğuz, yeni düzenlemenin hem bireylerin haklarını koruma hem de teknolojik yenilikleri teşvik etme açısından dengeli bir yaklaşımı hedeflediğini vurguladı.

Yapay zekâ sistemlerinin risk seviyelerine göre sınıflandırılmasının, teknolojinin etik ve güvenli bir şekilde gelişimini sağlayabileceğini ifade ediyor. Yakup Aydilek ise teknolojinin insan merkezli kalması ve insan temel haklarına olan etkilerinin değerlendirilmesinin kritik önem taşıdığına dikkat çekiyor. Bu düzenlemenin teknoloji şirketleri ve startup'lar üzerindeki etkilerinin rekabet açısından yakından takip edilmesinin önemli olduğunun altını çiziyor.

Kaynak: igf