İskenderun.org ve Sektörel Dergi ekibinden Ufuk Aktuğ, Halit Sapmaz, İdris Aydoğan, Necati Yıldız, köşe yazarı Hasan Korkmaz ile Cuma Keseroğlu, özel Zeyden Cerrahi Kliniğini hizmete açan Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Dr. Yılmaz Şahutoğlu'na hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

Ziyarette İskenderun.org ekibine özel açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Dr. Yılmaz Şahutoğlu artan safra kesesi taşları ile ilgili çok ciddi sıkıntılı hastalarla karşılaşmaya başladıklarını belirterek rahatsızlığın yaratacağı etkilere, alınması gereken önlemlere dikkat çekti. 

 Safra kesesi taşlarının önemli bir cerrahi sorun olduğunu vurgulayan Dr. Şahutoğlu “Hastalarımızın önemli bir kısmı karın ağrısı, şişkinlik, hazımsızlık, bulantı, kusma, bazen sırta vuran ağrı yakınmalarıyla başvuruyorlar. Bu hastaların da en önemli özelliği uzun zaman içerisinde hep mide problemi varmış gibi tedavi görmüş olmaları, bu hastalık çünkü mide ülserleri ve gastritle sık karışan semptom ve şikayetlere yol açabilir” dedi.

Bu şikayetlerin mevcudiyetinde teşhisi çok kolay olan bir hastalık olduğunun altını çizen Dr. Şahutoğlu “Özellikle altın standart safra kesesine batına yönelik yapılan ultrason değerlendirmesi, ultrason değerlendirmesinde taşları görüp değerlendirdiğimiz zaman, kesenin yarattığı iltihabı reaksiyonları da safra kesesi ultrasonunda net olarak teşhis etme şansına sahip olabiliyoruz. Teşhisi koyduktan sonraki aşama cerrahidir. Bu hastalarımızdaki yaklaşım tarzımız özellikle kesedeki taşların mevcudiyeti milimetrik boyutlu ise küçük çaplı taşlar ise bunları ameliyatla alma, yöntemini tercih ediyoruz” diye konuştu.

Özellikle safra kesesi taşı rahatsızlığında laparoskopik kapalı ameliyat yöntemini tercih etiklerini ifade eden Dr. Şahutoğlu “Bu ameliyatta hastaların iyileşme süreci çok kısa süre içerisinde gerçekleşebiliyor. Daha az ağrı duyuyor, daha estetik bir hal alabiliyor, bu ameliyatın görünümü ve işe güce dönüş süresi de klasik ameliyatlara göre çok daha kısa olabiliyor. Ameliyat edilmeyen hastalarda iltihabı reaksiyonların çevre organları özellikle miydi 12 parmak bağırsağı safra kanalları arterleri karaciğeri besleyen ana arterlere ve karaciğerle ilintili olarak ciddi yapışıklıklara yol açabiliyor. Bu yapışıklıklara bağlı olarak gelişen içerideki buraya reaksiyonların hastalığın hem tedavisini hem ameliyat seyrini başarısında olumsuz yönde etkileyebiliyor” şeklinde konuştu.

Safra kesesi taşları ameliyatını geciktirmeden yapma arzularının altında yatan en önemli gerekçelerden bir tanesinin, özellikle küçük taşların safra kanallarına düşme ihtimali olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Şahutoğlu şunları söyledi: “Bu tip durumlarda hastalık, hastalarda sarılık pankreata yol açabilen tablolarla karşımıza geliyor hastalar. Bu durumları ameliyat şansını da ertelemek durumunda kalabiliyoruz. Sarılıkla gelen hastalar, koledok dediğimiz ana safra kanalına düşen taşların varlığında hastaya ERCP öneriyoruz. Kapalı ameliyat yöntemiyle bu hastalıktan kurtulabilecekken, bu sefer iki işleme maruz kalmak durumunda kalabiliyor. Hem ERCP, hem safra kesesine, akabinde ameliyat yapma gereği duyuluyor. Kesede taş saptandığı zaman bu şikâyetlerle özellikle gelen hastalar bir uzmana zaman kaybı yaşamadan başvurmaları teşhisini bir an önce koydurmaları, teşhisi neticesine göre de doğru bir tedavi seçimi ile bu hastalığın sıkıntılarından kurtulmalarını öneriyoruz”