On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif ile ilgili bilgiler paylaşan, İskenderun İlçe Müftüsü Ramazan Avcı Oruç tutmak için öncelikle oruç tutmanın şartlarına dikkat çekerek Müslüman olması, buluğ çağına ermesi gerektiğini, akıllı olan, bu şartlara uyan, herkesin ramazan orucunu tutabileceğini söyledi.

Selçuklu Belediyesi Sanat Akademisi'nde tiyatro eğitimi alan öğrencilerin  sahneye aktardıkları  "Paldır Güldür Şov" isimli tiyatro gösterisi bir kez daha izleyicilerden büyük beğeni aldı Selçuklu Belediyesi Sanat Akademisi'nde tiyatro eğitimi alan öğrencilerin sahneye aktardıkları "Paldır Güldür Şov" isimli tiyatro gösterisi bir kez daha izleyicilerden büyük beğeni aldı

Oruçları tutmak suretiyle rabbin rızasını kazanmış olunduğunun altını çizen Müftü Ramazan Avcı “Ramazanı Şerif aynı zamanda oruç ayı olduğu gibi, yine 5 vakit namazlara ilaveten teravihlerin kılındığı, sahuruyla, iftarıyla komşularımızla bir araya gelerek iştimay-i olarak birlik ve beraberliğin tesis edildiği en önemli zaman dilimlerimden birisidir. Tabi sağlığı sıhhati yerinde olan kimseler oruç tutması gerekir. Ergenlik çağına gelmiş olan akıllı olanlar, oruçlarını tutarlar. Bununla beraber bazı durumlarda oruçlarını tutamayabilir; insanlar bunu mubah kılan haller vardır. Mesela bir ikimse yolcu ise yani bulunduğu yerden 90 km bir yere gidiyorsa ve gittiği yerde Hanefi mezhebine göre 15 günden az kalıyorsa buna bir ruhsat verilmiştir, isterse tutmayabilir, tutmadığı takdirde ramazan dışında gününe gün kaza eder. Ama tutarsa da güzel olur” diye konuştu.

Yine hasta olanların da oruç tutamayabileceğini ifade eden İlçe Müftüsü Ramazan Avcı “İyileştikleri zaman oruçlarını gününe gün kaza ederler. Birde çok yaşlı olan bir fani, veya kronik hastalıkları bulunan kardeşlerimiz, onlar da oruç tutamayabilirler, tutamadığı taktirde bu yaşlı kişi gençleşmeyeceğinden dolayı kronik hastalığı da genel manada iyileşme olmadığından dolayı fidyelerini öderler, fidye de bir öğünün fidyesi en az 130 Tl’dır. Bu nasıl hesaplanır? Bir kimsenin sabahlı akşamlı yemesi içmesi göz önünde bulundurarak bir kimse hayat sanatlarına göre bunu hesaplar, en azı 130 TL’dir. Yüz otuzun üzerinde sınırı yoktur. Herkes kendi durumuna göre fidyesini veriri. 30 gün tutamıyorsa 30 günlük fidyesini öder. Yani bunu bir defada verebilir, ayrı zamanlarda da verebilir ama bunu kim verebilir, oruç tutama imkanı olmayanlar ileriki zamanlarda bir daha oruç tutma imkanı bulunmayanlar eğer bir kimse fidyesini vermiş olsa bile daha sonra sağlığına kavuşur, Allah ona oruç tutuma imkanı verirse, sağlığı vesilesiyle o zaman o kimse fidyesini vermiş olsa da yine de oruçlarını kaza eder” şeklinde konuştu.  

I M G 20240322 134911

Editör: Halit Sapmaz