2014 yılında Antakya Belediye Başkan adaylığı ile siyasi hayatının başladığını belirten Dr. Hasan Ramiz Parlar, Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşımak ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıktığı zorlu yolda yanında olmak için, milletvekili aday adayı olmak üzere bugün Hatay İl Başkanlığı görevimden istifa etmiş bulunuyorum diyerek şu açıklamayı yaptı:

“Siyasete atıldığım zaman bana, neden siyaset diye soran arkadaşlarıma; Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal, sosyal, ekonomik ve hukuksal tablo karşısında sorumluluktan kaçamam diye cevap verdiğimi bugün gibi hatırlıyorum.

Antakya Belediye Başkan adaylığımda, İl, İlçe başkanlıklarım da, Milletvekili Adaylıklarımda bu sorumluluk duygusunun bir sonucuydu.

Bu sorumluluk duygusuyla çıktığım bu zorlu yolda bana güvenen, beni destekleyen ve bu yorucu yolu benimle beraber yürüyen, gece gündüz demeden büyük özveri ile koşturan ekip arkadaşlarıma, İl Örgütümüze, İlçe Örgütlerimize, Kadın Kollarımıza, Gençlik Kollarımıza, Cumhuriyet Halk Partisi camiasına ve tüm HATAY Halkına, bu vesileyle bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşımak ve Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU’nun çıktığı zorlu yolda yanında olmak için, milletvekili aday adayı olmak üzere bugün Hatay İl Başkanlığı görevimden istifa etmiş bulunuyorum.

TÜRKİYE için, Türk halkının geleceği için hayati öneme sahip bir seçime gidiyoruz. Zorlu bir süreç ve zor bir seçim bizi bekliyor.

Bahane Değil Hizmet Belediyeciliği Kazanacak Bahane Değil Hizmet Belediyeciliği Kazanacak

Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu olumsuzlukları saymakla ve anlatmakla bitiremeyiz. Ancak kısacada olsa bir iki hususa değinmeden geçemeyeceğim. 20 yıllık AKP iktidarında Türkiye’nin geldiği noktayı şu üç kelimeyle özetlemek mümkün.

 AÇLIK, ADALETSİZLİK, AHLAKİ YOZLAŞMA

Bugün ülkenin içinde bulunduğu en önemli sorun hiç kuşku yo ki Açlık sorunudur.

Açlıktan hayatını kaybeden insanların ülkesi olduk, daha dün Eskişehir’de 6 yaşında bir yavrumuz açlıktan yaşamını yitirdi, acısı yüreklerimizde kor gibi.

Bugün Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bir diğer önemli sorun, soluduğumuz hava kadar değerli, içtiğimiz su kadar önemli olan adalet ve özgürlük sorunudur.

Unutulmamalıdır ki; hukuk ve adalet, bir gün herkese lazım olacak. İktidara muhalif olan, iktidarın beğenmediği, siyasetçiler, bilim insanları, sanatçılar, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, esnaf temsilcileri, öğrenciler gece karanlığında göz altına alınmakta, uydurma delil ve gizli tanıklarla haksız ve hukuksuz biçimde cezalandırılmakta ve siyaset yasağı getirilmektedir.

Bu hukuksuzluğun en bariz ve canlı örneğini Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz yaşadık, yaşıyoruz. Daha geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu, birkaç ay önce İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu haksız ve hukuksuz bir biçimde cezalandırıldılar ve siyaset yapma özgürlükleri ellerinden alındı.

Bu adaletsizliğe ve hukuksuzluğa isyan etmemek mümkün değil. İsyan ediyoruz ve hak hukuk adalet talep etmekten asla vaz geçmeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Türkiye’nin önemli diğer bir sorunu ise ahlaki yozlaşmadır.

Yine bir asır önce “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Diyen Gazi Mustafa Kemal’in Türkiye’sin den, 6 yaşında kız çocuğunu evlendiren tarikatların, cemaatlerin, şeyhlerin, dervişlerin, müritlerin ve meczupların Türkiye’si haline geldik, yüreğimiz sızlıyor, içimiz kanıyor.

İşte AKP-MHP iktidarının Türkiye’yi getirdiği son nokta bu. İktidar yandaşlarına dahi bu böyle gitmez dedirten günlerden geçiyoruz.

Tek adam esasına dayalı ucube başkanlık sistemi ile kaderi tek adamın insafına ve iki dudağı arasına mahkum edilen Türkiye açlıkla, hukuksuzlukla, yozlaşmayla, ve yolsuzlukla karşı karşıyadır.

Halkın dertleri, insanların açlıktan ölmesi, yoksul olması iktidar sahiplerini ilgilendirmiyor artık.

Onları ilgilendiren tek şey kendi iktidarlarını korumak, yakın çevrelerinin, aile üyelerinin ve besleme müteahhitlerinin varlığına ve zenginliğine zenginlik katmaktır.

Bu iktidarın akıl almaz yanlışları sonucunda, artık yönetilemez hale gelen ülkemizi bu durumdan kurtaracak yegane parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu karanlık dönemden çıkışı Cumhuriyet Halk Partisinde gören ve artık bu iktidar gitmeli, bu düzen değişmeli diyen tüm yurttaşlarımıza büyük sorumluluklar düşmektedir.

Vatandaşını açlığa mahkum eden, aşağılayan ve ötekileştiren, toplumu kutuplaştıran hatta düşmanlaştıran, demokrasiyi rafa kaldıran, hukuku hiçe sayan bu tek adam rejimini: halkla bütünleşerek, tüm demokrasi güçleriyle yan yana gelerek, bu ülkenin aydınlık yüzü gençleriyle ve cesaret timsali kadınlarıyla el ele omuz omuza vererek değiştirmek için yola çıkıyoruz.

Bizlere düşen görev, Türkiye’de hak, adalet ve hukuk mücadelesi veren; kadınların, gençlerin, emekçilerin, çiftçilerin, köylülerin, meslek örgütlerinin, sendikaların, kısacası 7 den 70 e özgür yaşam ve eşit yurttaşlık mücadelesi veren, hak, hukuk ve adalet diye haykıran tüm kesimlerin, ülkenin dört bir yanında yaktıkları çoban ateşini birleştirerek iktidar yolunu açmaktır. Bunu başaracak gücümüz ve irademiz var yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim, birbirimize sıkı sıkı sarılalım.

Unutulmamalıdır ki:

Cumhuriyet Halk Partisi günümüzden tam 100 (9 EYLÜL 1923) yıl önce: “Din Ve Mezhep Hiçbir Zaman Politika Aleti Olarak Kullanılamaz.” Diyen Ebedi Liderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından; Dinin Siyasete Ve Ticarete Alet Edilmesini, Mezhepçiliği, Hurafeyi, Akla Ve Bilime Aykırı Her Türlü Gericiliği Ve Ayrımcılığı Reddeden Bir Anlayışla Kurulmuştur.

100 yıl sonra bugün: Her ne uğra olursa olsun, siyaseti; din ve mezhep temeline indirgeyenler, Cumhuriyet Halk Partisinin bu kuruluş felsefesini de, onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i de anlayamamış ve benimseyememiş olanlardır.

Oysa toplumun adeta çimentosu olan, onları bir arada tutan laiklik temeli üzerine kurulmuş olan Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi için TÜRKİYE: Türki ile, Kürdü ile, Lazı ile, Çerkezi ile, Arabı ile, Ermenisi ile, Sünnisi ile, Alevisi ile,Hırısstiyanı ila, kısacası ırkı ve mezhebi her ne olursa olsun, halkının tamamı ile bölünmez ve parçalanmaz bir bütündür.

Bir kez daha Hatay’dan seslenmek istiyorum ve diyorum ki!

Hak, Hukuk, Adalet Ve Demokrasi Kahramanı, Türkiye’nin Umudu, Adalet ve Dürüstlük Timsali, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Koşulsuz, Amasız Ve Lakinsiz Cumhurbaşkanı Adayımızdır.

Saygıdeğer Cumhuriyet Halk Partililer; Aydınlık ve Mutlu bir gelecek için Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşımak üzere çıktığımız bu yolda; Büyük bir seferberlik ruhuyla birbirimize kenetlenerek ve çok çalışarak 2023 seçimlerinde partimizi iktidara taşıyacağız.

Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada bütün mücadelem ve bütün çabam bunun için olacak, her daim Hatay’ın ve Hatay halkının yanında ve emrinde olacağım.

Editör: Ufuk Aktug