Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri adına Ortak Sekreteri A.Oktay Demirkan “Tüm yerküreyi arsa, tüm ağaçları kereste, Kuzey Egeʹnin oksijen ve su kaynağı güzelim Kaz Dağıʹnı maden ocağı olarak gören çok uluslu altın şirketleri ve yerli işbirlikçilerini şiddetle kınıyoruz” dedi.  Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri olarak ortak açıklama yapan Demirkan Kaz Dağı yöresi insanının altın şirketlerine karşı mücadelesi yükselirken, Bergama’dan Kışladağ’a, Kaz Dağları’ndan Artvin Cerrattepe’ye kadar yöre insanlarının haklı mücadelesini sonuna kadar desteklediklerini bildirdi. 05 Haziran 2004 Dünya Çevre Günü’nde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5177 Sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla halen yürürlükte olan 3213 sayılı Maden Kanununun 7. maddesi değiştirildiğine dikkat çeken Demirkan, “Bu yasa değişikliğinin tek hedefi, madenciliğin, özellikle de altın madenciliğinin önündeki engelleri kaldırmaktır. Bu yasa ile orman alanları, milli parklar, özel koruma bölgeleri, ağaçlandırma alanları, tabiat alanları, özel koruma bölgeleri, doğal ve kültürel sit alanları, tarım alanları, meralar, sulak alanlar, kıyılar, karasuları, kentlerin imar alanları, turizm bölgeleri, su havzaları madencilik faaliyetine açılmış oldu” dedi.Yaklaşık olarak 1 ton kayadan 3 gram altın çıkartıldığını, bu nedenle 3 gram altını kazanmak için ise yaklaşık 1 ton kayanın önce un haline getirildiğin, sonra da sodyum siyanürle yıkanıp 3 gram altın kazandığını işaret eden Demirkan şöyle devam etti: “Geriye de 1 ton siyanürle kirlenmiş kaya tozu kalır. Bu siyanürlü atığa siyanür çamuru diyoruz. Elbette yukarıda sayılan yerlerde bu işlem çok büyük alanlarda gerçekleştiriliyor ve yöre insanının ekonomisi göz ardı ediliyor, ekosistem tahrip ediliyor, orman, mera, tarla gibi yer üstü zenginlikleri tahrip ediliyor, yeraltı suları siyanürle kirletiliyor. Dün Bergama’dan bugün ise Kaz Dağları’ndan yükselen çığlığın ana nedeni bu” Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; 1 trilyon ton toprağın işleneceğini, 400 bin ton siyanür kullanılacağını, Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; 2 milyon 580 bin dönüm orman, 10 milyon zeytin ağacının etkileneceğini kaydeden Demirkan “Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; su kaynakları azalacak ve kirlenecek. Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; orman köylülerinin geçim kaynağı azalacak ve göçe zorlanacak, 20 bin zeytin üreticisi, 80 bin zeytin işçisi ile 30 bin aile etkilenecek. Ürünlerini satamayacaklar ve Bölgeye turist gelmeyecek. Her yıl zeytinden, zeytinyağından ve diğer tarım ürünlerinden elde edilen 650 milyon dolar ve ayrıca turizm gelirleri kesilecek. 10 yılda verilen zarar yüzlerce yıl temizlenemeyecek. Siyanür ve ağır metaller yüzünden yöre insanı kanser ve benzeri ölümcül hastalıklar yüzünden yaşamını yitirecek” şeklinde konuştu. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri olarak Maden Yasası’nın acilen yürürlükten kaldırılmasını istediklerini bir kez daha belirterek Demirkan,  Bergama’dan Kışladağ’a, ve Kaz Dağlarından Artvin Cerrattepe’ye kadar yöre insanlarının haklı mücadelesini desteklediklerini sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim