İskenderun’da antika işiyle uğraşan Züleyha Süleymaniyeli, antikanın bambaşka bir sanat olduğunu belirterek Dükkanında yer alan eşyaların her birinin farklı bir hikayesi, yaşanmışlığı olduğunu ve bu yönüyle hepsinin ayrı ayrı önem taşıdığını ifade etti.
Antikacılığın ayrı bir sanat olduğunun altını çizen Süleymaniyeli “Ben hep müşterilerime şunu söylerim, aslında bu bir abimin sözüydü; ‘Ben insanlara geçmişini satarım’ der. İnsanlar buraya gelince geçmişlerini hatırlıyorlar, anne, baba, dede dönemlerindeki günlere yolculuk ediyor, o günleri hatırlıyorlar” dedi.
Birçok müşterisinin geldikleri zaman, hayranlıkla buradaki eserleri seyre daldıklarını belirten Süleymaniyeli “Geçmişlerini hatırlar ve birçoğu hobi olarak yaparlar. Bu da benim için çok kıymetli, benim de bir geçmişim, yaşanmışlıklarım var, bu da beni çok mutlu ediyor. İnsanlarla geçmişi paylaşmak ayrı bir onur veriyor. Güzel bir meslek, benim için dükkandaki bütün ürünlerin değeri aynı, hepsinin yaşanmışlığı farklı, her ürün, her aldığım kişi için kıymetli, o yüzden benim için de çok kıymetli. 10 liralık bir üründe aynıdır, 10.000 liralık bir üründe aynıdır benim için. Oradaki yaşanmışlıklar önemli, o yüzden aralarında asla seçim yapmam, dükkanımdaki ürünlerin hepsi kıymetlidir benim için” diye konuştu.
Ürünlere olan taleplerin de kişiye göre değiştiğine değinen Süleymaniyeli “Kimi bakır seviyor, kimi pirinç seviyor, kimi cam seviyor. Kişiye göre değişiyor talepler, farklı ürünler isteyenler de oluyor. Bazı insanlar şu ürünü getirirsen beni ara diyorlar, numarasını bırakıyorlar, o şekilde de çalışıyorum. Evinde annesinden, nenesinden kalmış ama eksik olan parçası olanlar o parçayı tamamlamak istiyor. Cep saatlerimiz var, eskiden kullanılan muhteşem parçalar. Kendinden kurmalı, gümüş içi porselen modellerimiz var, kurularak çalışıyor Abdülhamit dönemine ait o dönemde kullanılan saatler. Ve daha pek çok ürünümüz meraklılarını bekliyor” şeklinde konuştu.
