Ayna Kültür Sanat Derneği ve Evimiz İskenderun Süpürge Derneği’nin Geleneksel Çarşamba Sohbetlerinin konuğu olan Özdemir, kitap sevgisi, kütüphanelerin işlevi, eski kütüphane, yeni kütüphane ve kütüphane projeleri hakkında bilgiler paylaştı.

 

Kütüphaneci anne babanın bir evladı olarak hayatının kütüphanede geçtiğini söyleyen Nebil Özdemir, ilk olarak kendisinden ve ailesinden söz ederek şöyle konuştu: “İlk olarak 2001 yılında, İstanbul Üniversitesi Kütüphanecilik, şimdiki adıyla Bilgi ve Belge Yönetimi bölümüne giriş yaptım. Babam aynı üniversiteden 1972 yılında mezun oldu. 2005 yılında mezun olduktan sonra özel sektörde yaklaşık 3 sene çalıştım. 2009 yılı Mart ayında, KPSS sonrası atamayla, İskenderun Halk Kütüphanesinde göreve başladım. 2009 yılından beri İskenderun İlçe Halk Kütüphanesinde görev yapıyorum. Benim babam kütüphane müdürüydü, annem de çocuk bölümü sorumlusuydu. Kütüphanede tanışıp evlenmişler. Yani doğduğum günden beri İskenderun Halk Kütüphanesinin içerisindeyim. Kütüphanenin bahçesini sulamaktan, yerleri süpürmekten, masaları silmekten tutun da fotokopi çekmeye, kitap alışverişine kadar çocukluğumdan bu yana birçok işe el attım. Babam çok bağlıydı kütüphaneye, oraya çok şey kazandırdı. 1979 yılında oraya atanmış. 1981 yılından 2004 yılına kadar da hiç yıllık izin kullanmadan emekli oldu. Böyle bir gelenekten büyüdüğüm için İskenderun Halk Kütüphanesi bizim için işyeri olmaktan fazlası” 

 

2019 yılının Aralık ayında fiziki koşullar nedeniyle kütüphane binasından çıkmak zorunda kaldıklarını kaydeden Özdemir, pandemi dönemi olması sebebiyle ödeneklerin aksamasıyla onarımın geciktiğini söyledi.

 

İskenderun Belediyesinin oranın projesini üstlendiğini de belirten Özdemir, bakanlıktan ödenek beklendiğini aktararak şunları kaydetti: “Yalnız o sırada farklı bir gelişme oldu. Orayı belediye bir kütüphane haline getirecek fakat projesi, iç mimarisi, tefrişatı bakanlık tarafından yapıldı. İhalesi bitti, yer teslimi yapıldı müteahhide. Yeni binamız büyük ihtimalle Mart-Nisan gibi inşaatı başlayacaktır. 1-1,5 senelik bir zaman dilimi içerisinde de taşınırız diye umut ediyoruz. Yeni binamız çocukların rahatlıkla gelebileceği, ödev yapabileceğiz bir yer olacak. Ödev yapmak için gelen çocuk sonradan bambaşka bir kimliğe bürünebiliyor. Bir kitap onun hayatını değiştirebiliyor. Veya kütüphanecinin yönlendirmesiyle bir ilgi alanı varsa onun üzerine gidip o kaynaklarla zaman geçirmesi o çocuğu bambaşka alanlara sevk edebiliyor. Bunun örneğini çok görmüş, canlı şahitlerinden biriyim ben. O yüzden de yeni binamızın bir an önce bitmesini bekliyoruz” 

 

TBMM'de 23 Nisan temalı yarışmalar ödüllendirildi TBMM'de 23 Nisan temalı yarışmalar ödüllendirildi

İskenderun Deniz Müzesi yan tarafına, eski doğumevi hastanesi yerine yapılması planlanan yeni kütüphanenin, bölgenin dokusuna uygun bir şekilde, 2 katlı olarak yapılacağını ifade eden Özdemir, Eski kütüphane binası değişik amaçlı bir kütüphane olması düşünülüyor. Yani okul öncesi olabilir veya sadece yetişkinler için olabilir. Okul öncesi kütüphaneler genel müdürlüğümüzün de çok üzerinde durduğu kütüphaneler. Çocuklarımızın ilk adımı atıp, kütüphane alışkanlığı kazanmaları için, sadece kitap okudukları değil, eğitsel oyunların da oynandığı, içinde çocuk gelişimcilerinin de görev yaptığı bir yapı. Bunların örnekleri genel müdürlüğümüz tarafından çokça yapıldı ülke genelinde. Ama şu an net bir şey yok. Yüksek ihtimalle de kütüphane olarak yeniden hayata geçecek” şeklinde konuştu.

 

BİR KÜTÜPHANEDEN ÜÇ MÜDÜR ÇIKTI

Şu an Mete Aslan Bulvarında, belediyenin kendilerine tahsis ettiği iş merkezinin birinci ve ikinci katında hizmet verdiklerini de hatırlatan Özdemir; “Aynı Kütüphaneden sınava giren ben ve iki arkadaşım müdürlüğü kazandık, sanırım Türkiye’de bunu gerçekleştiren ilk kütüphaneyiz diyebilirim. Üç kişi sınava girdik, üçümüzde kazandık. Bir arkadaşımız Reyhanlı’ya, bir arkadaşımız Mardin’e, bende buraya müdür olduk” dedi.

 

Teknolojinin bu kadar insan hayatına girmediği önceki yıllarda yıllık 120-130 binlere ulaşan öğrenci sayısının olduğuna işaret eden Özdemir; “Cumartesi günleri kütüphanenin giriş kapısından sinemaya kadar kuyruk olurdu. Çok ciddi bir kullanım vardı. Kütüphanenin de o dönem 17-18 personeli vardı. Şimdi 6 kişiyle hizmet veriyoruz. O zamanlar 17-18 personelin yetmeyip gönüllülerin de çalıştığı bir yerdi. O günlerden şimdiye geldiğimizde, teknoloji kullanımının kolaylaştırdığı çok şey var ama ona rağmen ben kütüphane kullanımını özellikle bizim ilçemizde çok da eksik olarak görmüyorum. Pandemi öncesinde, eski binamızda, öğleden sonraları oldukça yoğun oluyorduk” diye konuştu.

 

Öğrencilik yıllarında kütüphaneden faydalanarak başarıya ulaşmış, meslek sahibi olmuş kişilerin sonradan gelip çaylarını içmesinin mesleki tatmini de birlikte getirdiğini sözlerine Özdemir; bir kişinin hayalle kütüphaneye gelip, hayalini gerçekleştirerek çıkmasının kendileri için en büyük tatmin, mutluluk olduğunu söyledi.

Editör: TE Bilisim