Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karar verilmesinni ardından harekete geçen İskenderun Kadın Platformu Üyeleri sözleşmeden vaz geçmeyeceklerini haykırdılar. İskenderun Kadın Platformu adına konuşan Fatma Çınar, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 2011 yılında kabul edilmiş ve 2014 yılında yürürlüğe girmiştir diyerek şöyle devam etti:

“ İlgili sözleşme, cinsiyete dayalı ve cinsel şiddet ile mücadele etmeye yönelik Avrupa düzeyinde yasal olarak bağlayıcı standartlar belirleyen ve imzacı devletleri şiddeti cezalandıran yasalar kabul etmekle yükümlü kılan ilk sözleşmedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin “boşanmaya teşvik ettiği, Türkiye’nin toplumsal değerleri ile  bağdaşmadığı ve eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edildiği” gerekçesiyle hukuki olmayan bu karar meşrulaştırmaya çalışılıyor. Böylece kadınlara sert bir mesaj gönderiyor: Türk aile yapısı maço, feodal, homofobik ve kadın düşmanı kalmalıdır. Makbul ve makul kadın olmayı red ediyoruz

Türkiye'de geçtiğimiz on yıllık süreçte toplumsal cinsiyete dayalı ve cinsel şiddet gitgide artmaktadır: 2020 yılında 300'den fazla kadın cinayeti işlenmiştir. Kız çocukları, kadınlar ve LGBTİ+ ların yaşamları üzerinde somut ve korkunç sonuçları olacak bu karar 15 yılı aşkın süredir muhafazakâr, ataerkil ve kadın düşmanı bir toplum yaratmak yönündeki çabaları güçlendirmenin bir başka halkasıdır. “İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz “ dedik  “İstanbul Sözleşmesini Uygula” dedik. “Haklarımızdan ve Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz” dedik.

Biz kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde özgürce yaşamak istiyoruz. Fırsat eşitliği istiyoruz. Evde, işte, sokakta güvende olmak istiyoruz. Toplumun her kesiminden kadın günlerdir sokakta, yazılı, görsel basında tek ses haykırıyor. İstanbul Sözleşmesi Bizimdir, Vazgeçmeyeceğiz. “

Editör: TE Bilisim