İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk, derlenen dokuman, belge ve bilgilerle “OTUZDUKUZLULAR”, Türk Askerinin Hatay’a girişi ile Albay Şükrü Kanatlı ilgili birer kitap hazırlığı içerisinde olduklarını açıkladı. İskenderun Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden 39.uncu Mekanize Piyade Tugayı Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk, hazırlattığı ‘OTUZDOKUZLULAR’ın tarihini anlatan ve yemen türküsünün bu tugay için yazıldığını anlatan bir slaytı basın mensuplarıyla izledi.Tuğgeneral Gürsel Öztürk, atandığı an diğer görev yerlerinde yaptığı gibi, Hatay ve İskenderun 39. Mekanize Tugayıyla ilgili her türlü dokumanı okumaya çalıştığını belirterek “Askeri boyutunu bir kenara koymak kaydıyla, Hatay’la ilgili okuduğum her dokuman İskenderun’la birlikte kendisine beni daha çok bağladı. Hatay ve İskenderun’dan çok etkilendim, sevdalandım. Ancak görev başında bir devlet memurunun yaşadığı şehre sevdalanması pek alışagelmiş bir şey değildir” dedi.Öztürk, Engin Tarihi, muhteşem kültürü ve birçok yerde olmayan inanılmaz güzel yerleriyle Hatay ve İskenderun’un kendi gönlünde ayrı bir yere sahip olduğunu vurguladı.Subay astsubay er erbaş, kısa dönemlerden oluşan tarih araştırma grubu kurduklarını anlatan Tuğgeneral Öztürk “Tarih araştırma grubunun çalışmaları doğrultusunda şu anda elimizde birisi Askeri Tarih etütler Başkanlığı’nda onay bekleyen “Hatay’ın kurtuluş mücadelesinde Türk ordusunun rolü” adlı kitabı var. Subay ve astsubaylar tarafından gözden geçirilen Tugayın tarihçesi, biri de henüz başladığımız General Şükrü Kanatlı’nın özgeçmişini içeren dokümanlarla hazırlıklarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Görev yaptığı 11 aylık süreçte hem Tugayın, hem de İskenderun ve Hatay’ın tarihini öğrenmek bakımından gerçekten çok öğretici, şaşırtıcı ama bir o kadar da öğrenme konusunda tahrik edici güzel yeniliklerle karşı karşıya geldiklerine dikkat çeken Öztürk şöyle devam etti: “Trablusgarp’ta ilk birlik olduğumuzu, Yemen’e giderken, bir çok insanın Muş türküsünü yemen türküsü diye ifade ettiği “Muş türküsünü” bizim tümenimizin kuruluşundaki 25. Redif Alayına yakıldığını ve o alayın şu andaki Kışlamızın bulunduğu yerde konakladığını o zaman çalışmalarımız esnasında öğrendik. Keza Kıbrıs’a ilk çıkan birlik olduğunu, Hatay’a ilk girin birlik olduğumuzu öyle öğrendik. Bu öğrendiklerimizi kendi içimizde saklamamız mümkün değildi. Önce karargahımızın restorasyonunu, akabinde de Tugayımızın tarihini İskenderunlulara ve Hatay’a anlatmanın bizim için vicdani bir borç olduğunu hissettik”İlan panolarını kullanarak İskenderunlular “OTUZDOKUZLULAR” ile ilk kez tanıştıklarını da aktaran Tugay Komutanı Tuğgeneral Öztürk “Biraz çekingen, biraz tedirgin, biraz da endişeli. Çünkü ilk kez böyle bir şey yapacaktık ve nasıl bir reaksiyon alacağımız konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Tugayın tarihçesini anlattığımız küçük afişlerden aldığımız tepkilerden yüreklenmedik dersem yanlış olmaz. Şimdi geriye dönüp baktığımda, keşke daha çok şey yapsaydım diyorum. Ama önümüzdeki yıl inanıyorum ki, çok daha fazla etkinlikle bu güzel kendin güzel insanlarının huzurunda olmaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Türk Kara Kuvvetlerinin geçmişi 26 yılı muhteşem bir tarihle örülü, en büyük tugayına komuta eden Tugay Komutanının bu kadar enteresan cevaplarla karşılaştıktan sonra kendisini sorgulamamasının mümkün olamayacağını da sözlerine ekleyen Öztürk şunları söyledi: “Geldiğimiz nokta Tugayımızın ve geçmişimizi anlatma konusunda kimseye kazımaya hakkımızın olmadığını, aslında bizim başı şeyleri anlatmadığımızı, ancak anlatmak içinde önümüzde bir fırsatın tecellisi konusunda altığımız kararı bir palan dahilinde kim olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Böyle bir şeye ihtiyaç var mı? Geçmişe baktığımız zaman gerçekte yok. Türk Milleti tarihinin hiçbir döneminde ordusuyla ilgili endişe duymamıştır”