OLMADI SN. BAŞKAN

hasankorkmaz6884@gmail.com

Kendi şirketine, uzun yıllar sonra şahsi kaynaklarını kullanarak İskenderunspor’u dahil edip İskenderun şehrine yeniden profesyonel bir futbol takımı kazandırdığında bir hayli mutlu olmuştuk.
Tek başına, kimseden destek almadan takımı 3. Ligden 2. Lige çıkardığında da takım, play-off oynarken de hatta her başarılı geçen sezondan sonra da tebriklerimizi ve alkışlarımızı göndermeyi ihmal etmedik. Bu şehir için kim güzel bir şey yapıyorsa hep arkasında durmayı ve alkışlamayı görev bildik.
Yeni futbol sezonunda da başarı dileklerimizi iletiyor, İskenderun isminin bütün Türkiye’ye duyurulacağı için mutlu olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Evet, tahmin ettiğiniz gibi İskenderunspor Kulüp Başkanı Hakan Bolat’tan bahsediyorum.
Son dönemlerdeki çıkışları İskenderun kamuoyunda bir hayli tartışıldı ve rahatsızlık yarattı.
Önce İskenderun Basınına çatarak, “Takımla ilgili İskenderun’daki gazetecilerin sezon öncesi çalışmaları ve gelişmeleri hakkında hiç haber yapmadığını görüyorum. Bu durum beni çok üzüyor.” diyerek, yerel basının kalemleriyle takıma sahip çıkmasının önemine vurgu yaptı. Arkasından yerel gazetecilere; “Bu takım bu şehrin futbol simgesi, kaleminize sahip çıkın.“ dedi.
Bunun üzerine İskenderun Gazeteciler Cemiyeti haklı olarak bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Hemen arkasından son basın toplantısında, altyapıyla ilgili sorulan bir soruya, tesis yetersizliğinden bahsedip, altyapı takımlarıyla ilgili şimdilik bir yapılanmanın olmadığını, kaldı ki olsa bile Hatay Tüfad’daki antrenörlerin altyapı için yetersiz olduğunu, yeteri kadar kendilerini geliştiremediklerini, İskenderunspor’da güçlü bir altyapı oluşturulsa bile dışarıdan, hatta yurt dışından antrenör getirilmesi gerektiğini söyleyerek altyapıda Hataylı antrenörlere kapıyı kapattı.
Bazı konularda haklı söylemleri ve değerlendirmeleri mutlaka vardır. Ancak bunları telaffuz ederken kullandığı dilin pek hoş olmadığını, bu üslupla birçok insanı rahatsız ettiğini ve kalp kırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Başkan Bolat, İskenderun Basınını gayet tabii eleştirebilir. Hiç kimse eleştirilmez değildir. Lakin eğer siz takımı şehirle bütünleştirememiş, her hafta düzenli bir şekilde basın toplantısı yapmayıp, basından sorumlu yöneticinizi ön plana hiç çıkarmayıp sadece siz konuşup ve diğer yöneticileri devreye sokmazsanız orada durup biraz düşünmeniz gerekmektedir. Basının devrede olabilmesi için sizin de ilişkilerinizi sıcak tutmanız gerekmektedir. Tek kişi üzerinden yürütülen yönetimler, bir süre sonra istediğini bulamamaya başlar. Daha fazla da yazabilirdim. Buna şimdilik gerek görmüyorum. Haber peşinde koşan, siz ve takımla ilgili daha önce güzel yazılar yazan basın emekçilerine haksızlık yapmak biraz ayıp oluyor.
Sn. Başkan, İskenderun basını dışında İskenderun’daki Hatay Tüfad’a bağlı antrenörleri de beğenmiyor; ama ilginçtir ki mevcut takımda neredeyse bütün antrenörler Hatay Tüfad bünyesindeki antrenör arkadaşlarımız ve kardeşlerimiz…
Daha önce bu kulübün altyapısında çalışan ve başarılı olan antrenör arkadaşlarımıza da haksızlık yapıyor. Kendisini taciz eden veya ettiren antrenörlerle diğer antrenör arkadaşları birbirine karıştırıyor.
Sn. Başkan’a birilerinin Hatay Tüfad’da birbirinden değerli, üst düzey futbol oynamış, dil bilen, akademik eğitim almış hocaların da bulunduğunu; bu insanların bütün seminerlere katıldığını ve kendilerini sürekli yenileyerek hazır tuttuklarını anlatması gerekiyor. Sanırım bu görev de Hatay Tüfad Başkanı Sn. Yaşar Düzen’e düşüyor. Çatışmacı olmayan, genelde yapıcı yaklaşıp insanlarla tartışmadan kaçınan Başkan Düzen’in ılımlı bir dille bu durumu Hakan Bey’e aktarmasında ve onu bilgilendirmesinde fayda vardır diye düşünüyorum.
Evet, Başkan Bolat birçok şeyden şikayetçi. Haklı olduğu serzenişler var. İş insanlarının devreye girmemesinden de şikayetçi. Bu durum İskenderun’da hep vardı. Ama geçmişte de şu anda da destek olan değerli iş insanlarının olduğunu kabul edip, onlara haksızlık yapmamak gerekiyor.
Toparlayacak olursak eleştiri, özellikle iyi niyetli eleştiri her zaman olumludur. Ancak iyi değerlendirme yapmadan haksız eleştiriler kabul görmez. O zaman birileri de çıkar; sizin bu güne kadar yaptıklarınızın günümüze ve modern dünyaya nazaran oryantal görünen yönetim şeklinizden bahseder ki bu da farklı tartışmaların ortaya çıkmasına sebep olur.
Doğru, kulübün sahibi Hakan Bolat’tır. Kaldı ki kulüplerin gerçek kişilere ait olması benim desteklediğim bir durumdur. Gerçek kişilere ait olması birçok tartışmanın önüne geçtiği gibi, suistimallerle ilgili konuları da ortadan kaldırıyor. Bu ülkenin yapısının gerçek kişilere ait kulüplere daha uygun olduğunu düşünenlerdenim. Yalnız bunları söylerken, kulübün sahiplerinin de takımı şehirle bütünleştirmeleri, mülki amirler, iş insanları, esnaf ve çıkar kovalamayan gerçek taraftarlarla sürekli iletişim halinde tutmaları gerekir. Yoksa “Parayı veren, düdüğü çalar.” misali bir yaklaşımla sadece takım olur ama taraftar olmaz, şehirlerin dinamikleri devreye girmez.
Son olarak bu yazıyı haksız eleştiriler ve değerlendirmelerden dolayı yazdığımı belirtmek istiyor, kimseyi hedef tahtasına koymadığımı; bilakis her zaman başarı ve güzelliklerin yanında yer alacağımızın bilinmesi gerektiğini söylemek isterim.