İskenderun Körfezi’nde 2 bin 200 ton toksik atık yük ile batan MV/Ulla isimli geminin üzerindeki haczin kaldırılması konusunda İskenderun İcra Mahkemesi gerekçeli kararında Çevre Felaketi İhtimali bulunduğu gerekçesi ile gemini ve yükünün çıkartılması için haczin kaldırılmasına karar verdi.Mahkemenin gerekçeli kararında kamu yararı ve kamu düzeni için gemi ve yükünün çıkartılması için önündeki engellerin kaldırılması göz önünde tutuldu.İskenderun İcra mahkemesi Batık Ulla gemisi ve içerisindeki toksik atık yük ile ilgili olarak ,Türkiye CumhuriyetiAnayasasının43. maddesi ile 56. maddelerinde yer alan Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz ,göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevrekirlenmesini önlemekdevletin ve vatandaşların ödevidir. 2772 sayılı Çevre Kanunun 8 maddesi her türlü atık ve artığı çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı bir şekilde alıcı ortama vermek , depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulundurmak yasaktır. Kirlenme ihtimalini bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle ; kirlenmenin meydana geldiğihallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak , kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Madde 13 de ise Havada ,suda veya toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan kimyasal maddelerin üretim, ithal ,taşıma ,depolama ve kullanımında çevre korunması esasları dikkate alınır. Hususlarını göz önünde bulundurarak dava konusu gemi üzerindeki yükün çevreye zararlı tehlikeli atık mahiyetinde olması nedeniyle Çevre ve insan sağlığını göz önünde bulundurarak gerekçeli kararını verdi. Hakim Mehmet Karababa’nın yürüttüğü davada gerekçeli karar şöyle :“ T.C Kanunlarına göre çevreye zararlı kamu sağlığını tehdit eden ithali yasak tehlikeli atık olarak değerlendirilen bir maddenin ülke sınırları içerisinde tedavül kabiliyetinin bulunmadığı ,parasal değeri olsa bile alımı , satımının mümkün olmadığı , bu nedenle yasal olarak haczinin de mümkün olmayacağı, haczi halinde bu hususun kamu düzenine ilişkin olarak değerlendirilebileceği ve bu nedenle süresiz şikayete tabi olacağı hukukun genel prensipleri içerisinde değerlendirilmesi gerekenbir konudur.Dava konusu gemi üzerindeki haczedilen yükün tehlikeli atık olduğu, ve ithalinin yasak olduğu tüm dosya kapsamından açıkça anlaşılan ve kabul edilen bir husustur. Bu nedenle yükün haczinin caiz olmadığı ve üzerindeki haczin kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.Her ne kadar dava konusu M/V Ulla Gemisinin yükten hariç olarak haczi mümkün ise de yükün gemiden ayrılabilir nitelikte olması gerekir. Şayet gemi batmamış olsa idi bu hususta yapılacak araştırma sonunda yük ve gemi ayrı ayrı değerlendirilmeye tabi tutulacaktı.Ancak, geminin yükü ile birlikte halen batık olduğu , bir çevre felaketi ihtimalinin bulunduğu açık ve öngörülebilir bir çevretehdidi ile karşı karşıya bulunduğumuz, gemi ve yükünün çıkarılmasıiçin önündekitüm hukukiengellerin en kısa sürede kalkmasının kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin bir konu olduğu , geminin yükünden hariç çıkarılmasının fiilenmümkün olmadığı bilinebilen bir husus olduğu , ayrıca bunun araştırılmasının gereksiz zaman kaybı ve ileride telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verebileceği düşünüldüğünden gemi üzerinden de haczin kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.Kaldı ki TürkMedeni Kanun’un 2, maddesi hukuk düzeninin kötü niyeti korumayacağı ilkesini getirmiştir. 2000 yılından bu yana Türk Karasularında bulunan ilgili gemi ve yükünün Basel Sözleşmesi ve ilgili uluslar arası sözleşmeler uyarınca Türk Karasularında çıkartılmasıiçin gerekli girişimlerin hız kazandığı ve son olarak Cemil Mavi’nin de katıldığı 14,03,2003 tarihli toplantıda gemi ve yükünün hacizli olup olmadığının araştırılmasına , bundan sonra gereğinin yapılmasınave o güne kadar Dış işleri Bakanlığı ‘nın başarılı çalışmaları ile belli bir noktaya geldikten sonra ilgili şirketçe 21,03,2003 tarihinde haciz işlemlerinin başlatılması iyi niyet kurallarına uygun bulunmamıştır.”
Editör: TE Bilisim