Ülke düzeyinde planlanan Türkiye Kongrelerini yapmak üzere Hatay’a gelen 400 kadar mimar tarihi mekanları gezerek, incelemelerde bulundu. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, tarihi mekanlara dikkat çekmek için Türkiye’de tarihi dokuyu takibe aldıklarını söyledi.Geçmişin görkemli kent ve mimarlık eserlerini gözler önüne sermek amacıyla Türk mimarları harekete geçti. Konya, Trabzon, İzmir, Diyarbakır, Gaziantep, Van, Mardin, Adana’da gerçekleştirilen toplantının ardından Antakya’ya gelen Mimarlar bölgenin tarihi mekanları gezdiler. Payas Beldesi’ndeki tarihi Sokulu Mehmet Paşa Külliyesini gezen mimarlar bol bol fotoğraf çektiler, kendilerince not tuttular. Havanın güneşli ve yazdan kalma bir günü andırması nedeniyle incelemelerini daha rahat yaptıran mimarlar, tarihi mekanda gezmedikleri alan bırakmadılar. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, tarihsel süreçte bu yöredeki kentlerin kazandığı çok kültürlü özgün karakter, Pagan, Musevi, Hıristiyan ve Müslüman kültürlerin, aynı kentteki ortak yaşam ilişkileri içinde birbirlerinden etkilenmeleriyle oluştuğunu söyledi ve şöyle konuştu:“Bu karakteri yansıtan kentsel doku ve kentsel yaşamın gelişim-oluşum süreci ile etnik-sosyal farklılıkların kentsel yaşama yansımaları da farklı mimarlıkların kültürel temelleri… Günümüzde artık, uygarlık tarihçilerinin önemli bir bölümü bu farklı kültürlerin yüzlerce yıl birlikte yaşayarak oluşturdukları kent kültürünün karakterine mozaik denemeyeceğini belirtmekteler.Çünkü beraberliklerle yaratılan tarihsel süreçte ayrı kültürlerin birbirleriyle etkileşim halinde, iç içe girerek ve hatta artık kökenlerindeki kimi özgünlükleri de yine birbirlerine yaklaştırarak, adeta bir alaşım oluşturdukları, Anadolu’nun bu anlamdaki uygarlık tanımının da bu nedenle kültürlerin alışımı şeklinde yapılabileceği savunulmaktadır.Gerçeğin de mozaiğin her zaman için dağılma olasılığının bulunması; buna karşın alaşımın ise hem böyle bir riskten uzak olma özelliği hem de kendini oluşturan farklı kültürleri içselleştirmiş bir bağımsız ve özgün kimliği tanımlaması, bu görüşlere özel bir anlam ve değer katmaktadır. Özellikle son 30 yıldaki nüfus ve yapı yığılması süreci içinde ortaya çıkan kent-mimarlık ayrışmasının nedenlerini irdelemek kentlerimizin yeniden kimlikli ve çağdaş bir yapılanmaya kavuşabilmesi için ivedi önem kazanmıştır.Son 10 yılda kentlerin etrafını kuşatan belde belediyelerine yasa ile verilmiş olan bağımsız imar haklarının ortaya çıkardığı dengesiz yapılaşma kaosu da bu ayrışmayı kalıcı ve sürekli kılmaktadır.”ÇATILARI ONARILSINTarihi eserleri kişilik mimar gruplarla dolaşarak dikkatleri toplamak istediklerini söyleyenMimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, “özellikle tarihi yapıların çatılarının bakıma kontrol altına alınması gerekiyor. Çünkü buralardan yağmur suları içeri kısımlara sızarak dokuları tahrip etmektedir. Ayrıca atıl kalmalarından ziyade binalar kullanıldıkları zaman dayanıklı olur uzun yaşar. Payas Sokulu Mehmet paşa Külliyesi de bir noktada kullanılmalı değerlendirilmeli ki yaşasın.”dedi.
Editör: TE Bilisim