Ramazan denince akla ilk gelen tatlılardan biri olan güllaç, farklı çeşitleriyle iftar sofralarındaki yerini alıyor.
Yağlı ve şireli tatlılara göre çok daha hafif ve besleyici olan güllaç, bu özelliği nedeniyle Ramazan ayından daha fazla tercih ediliyor.
Genelde sipariş üzerine ancak Ramazan ayında her gün güllaç yaptıklarını kaydeden Tatlıcı Mehmet Eroğlu, insanların Ramazan ayında güllaca büyük talep gösterdiklerini söyledi.
Güllaç yapımını anlatan Eroğlu; “Güllaç sabır gerektiren bir tatlı. Önce güllaç yapraklarımızı ıslatıp diziyoruz, üzerine bolca fıstık ceviz ya da badem isteğe göre koyup, tekrar ıslattığımız güllaç yapraklarını diziyoruz. Katlarını yaptıktan sonra üzerine sıcak sütü döküyoruz. Birkaç saat bekledikten sonra süslemesini yapıyoruz, süsledikten sonra servise hazır hale geliyor. Güllacın anıları, hatıraları Ramazan boyunca konuşulduğu ve müşterilerimiz sürekli talep ettiği için bizde bu tatlıyı yapma ihtiyacı duyduk. Çok şifalı güzel bir tatlıdır, Peygamber Efendimizin sevdiği gül suyu gül kokusu vardır içinde.
İnsandır ilk olarak güllaca karşı çekingen davranıyorlar ama yemeye başladıktan sonra ne kadar lezzetli ve güzel bir tatlı olduğunu anlıyorlar. Sütlü, hafif, Ramazan’da insanı rahatsız etmeyen bir tatlıdır. Şeker hastaları için bir şey diyemiyorum ama onlar da şekerini biraz daha az koyup kullanabilirler. Hafif bir tatlı olduğu için Ramazan ayında insanlar daha çok tercih ediyor. Diğer tatlılar yağlı olduğu için ağır gelebiliyor. Bunun içerisinde yağ yok, süt, şeker ve fıstıktan yapılıyor, üzerine istediğiniz meyveyi dizebiliyorsunuz.
Ramazan haricinde sipariş verildiği zaman yine yapıyoruz ama Ramazan’da her gün var. Yiyenler tekrar gelip alıyorlar, eski usule göre yapıyoruz, şekerini, fıstığını tam koyuyoruz. Fıstık sevmeyenler de olabiliyor sipariş üzerine farklı ürünlerde kullanabiliyoruz badem ceviz gibi ama güllacın hakkı gül sulu, fıstıklı üzeri bol meyveli bir tatlıdır” şeklinde konuştu.
