CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay, üç tarafını çevreleyen köylerin beldeleşmesine ve Antakya’nın dar bir alanda sıkışmasına, bu vesileyle de kenti çevreleyen 15 ayrı beldenin 15 ayrı yönetim ve imarının oluşmasına göz yumulduğunu söyledi. CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay, İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından yazılı olarak yanıtlanması için mücavir alanlar konusunda 7 sorudan oluşan önergeyi TBMM’ye verdiğini bildirdi. Çay, dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan Antakya’nın, birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve başka din ve mezheplere mensup insanların kardeşçe, barış içinde yaşadığı örnek kentlerinden biri olduğunu ifade etti.Nüfusunun artışı ile birlikte imar düzeni, altyapı, coğrafik şehir dokusu hesaba katılmayarak, geçmiş yönetimler herhangi bir önlem almayarak, herhangi bir çalışma yapmadıklarına dikkat çeken Çay “Şehrin üç tarafını çevreleyen köylerin beldeleşmesine ve Antakya’nın dar bir alanda sıkışmasına, çevreleyen 15 ayrı beldenin ayrı yönetim ve imarının oluşmasına göz yumulmuştur. Böylece modern şehircilik, çağdaş kentleşme, çevre, yeşil alanlar, tarihi dokular katledilmiştir” dedi.Belediye Kanununun, 5 km. mesafenin altındaki yerleşim birimlerinin ana belediyeye bağlanmasını öngören hükümlerine dayanılarak Antakya ile iç içe olan beldeleri şehir merkezine katması ve şehre her alanda nefes aldırması gerekirken, böyle bir çalışma yapılmadığının altını çizen Çay “Şehir merkezinden Amanos Dağı eteğine kadar Saraycık, Günyazı, Doğanköy ve Kisecik Köylerini kapsayan toplam 700 hektarlık (Doğanköy ve Günyazı Köy yerleşim alanları dışarıda bırakılarak, onları çevreleyen köy arazileri dâhil edilerek) alan ile ilgili olarak İmar Kanununun 18. maddesine göre uygulama yapmıştır.Bu uygulama, şehircilik ve planlama anlayışına, tarımsal alanların korunmasına, ülke topraklarının rasyonel kullanımına ve hukuk kurallarına tamamen aykırı, yeni rant alanlarının yaratılmasına dönük bir uygulamadır. Yapılan imar planı çalışması ve 18. madde uygulamaları ile mülkiyet hakkı, tarım, şehircilik, özel mahsul alanları, kamu alanları, ortaklık payı uygulamaları, mülk sahiplerinin mülkiyet hakları ihlal edilmiş, adalet ve hukuk tamamen çiğnenmiştir. Bu uygulamalardan 4 köyün vatandaşlarının tümü şikâyetçi olmuşlardır” şeklinde konuştu. Çay İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yazılı olarak yanıtlamasını istediği soru önergesinde şunlar yer aldı: “Mücavir alan içine alınan Günyazı ve Doğanköy’ün etrafını çevreleyen tüm tarım arazileri mücavir alan içine alınırken yerleşik alanın dahil edilmemesi siyasi midir? Kisecik, Doğanköy, Günyazı ve Aksaray Köylerinde uygulama ile ilgili il tarım müdürlüğünün, tarım alanları olarak belirlediği araziler neden tarım alanı zeytinlik vs. olarak belirlenmemiştir? Tapu kadastro uygulamasının yapılmadığı halen Fransız tapu sisteminin uygulandığı ve birçok yerin tapusuz ve zilyetliğe dayalı mülkiyetin geçerli olduğu alanda zilyet olan maliklerin arazileri hazine arazisi sayılarak, mülkiyet ve zilyetlik hakları neden gasp edilerek mağdur edilmiştir? 18. madde uygulaması ile kimileri zengin edilirken, kimileri mağdur edilerek hak, hukuk, adalet hangi amaçla çiğnenmiştir? Haksız 4 köyün vatandaşlarını mağdur ve şikayetine neden olan uygulamanın iptalini düşünüyor musunuz? Şehrin çağdaş şehirleşme anlayışına uygun imar düzeni, altyapı, coğrafi ve şehir dokusu hesaba katılarak, şehri çevreleyen Harbiye, Gümüşgöze, Dursunlu, Turunçlu, Subaşı, Çekmece, Ekinci, Karaali, Serinyol, Kuzeytepe, Odabaşı, Güzelburç, Küçükdalyan, Maşuklu, Narlıca belde belediyeleri ile 5 km. alan içinde bulunan köyleri 5393 sayılı Belediye Kanununun 11. maddesi uyarınca merkez Antakya Belediyesi ile birleştirmeyi düşünüyor musunuz? Yasa gereği ve Antakya şehir dokusu ve şehircilik anlayışı ile tarihine, kültürüne yakışır bir şehir oluşturmak için çevre belediyelerin katılmasını önleyen herhangi bir siyasi neden var mı, varsa nedir?”
Editör: TE Bilisim