AKAD’ın basın bildirisinde, Zilhicce ayının 18’inci gününde vuku bulan Gadir-i Hum olayına işaret edilerek; “Hz. Muhammed’den (s.a.a.) sonra kıyamete kadar peygamber gelmeyeceğinden Allah’ın isteği ve emriyle imamet/velayet/vasilik devrinin başlayacağını kesin bir dille belirttiği için Müslümanlar açısından çok önemli bir yere sahiptir ve bir dönüm noktası niteliğindedir” denildi.

Gadir-i Hum olayının, sadece Alevileri ilgilendiren bir husus olmadığının altının çizildiği AKAD bildirisinde “Alevilerce kutlanan Gadir-i Hum Bayramı da, sadece Aleviler tarafından değil tüm Müslümanlar tarafından kutlanması gereken eşsiz bir bayramdır. Hz. Muhammed (s.a.a.) Hakk’a yürümeden önce Hicret’in onuncu yılında son haccını eda etmiş ve kendisine bu hacda 120 bin civarında kişi eşlik etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a.) hac dönüşü Gadir-i Hum denen yere Zilhicce’nin 18. gününde ulaştığında Hz. Cebrail (a.s.), Hz. Muhammed’e Maide suresinin 67. ayetini indirir: “Ey Peygamber,  Rabbinden sana indirilen emri insanlara ilet. Eğer yapmazsan onun elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur…” Bu ayet indikten sonra Hz. Muhammed (s.a.a.) önde olanların Gadir-i Hum mevkiine geri dönmelerini, geride kalanların da hızlanıp aynı yere yetişmelerini emreder” diye kaydetti.

Hz. Muhammed (s.a.a.) hutbesine dikkat çekilen AKAD bildirisinde şunlar aktarıldı: “Hz. Muhammed (s.a.a.) ‘Ben, sizden önce Kevser Havuzu’nun başına gideceğim, siz oraya benim yanıma geleceksiniz. İki ağır emaneten birincisi ve büyüğü Allah’ın kitabıdır ki, bunun bir tarafı Allah’ta bir tarafı sizin elinizdedir. Ona sımsıkı sarılın, sapmayın. Değerli ikinci emanet ise Ehlibeytimdir. Yüce Allah bana bildirdi ki Kur’an ve Ehlibeytim, Havuz’un başında bana ulaşıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Bu ikisinin birbirlerinden ayrılmamalarını ben de Rabbimden istedim. Onlardan ne öne geçin ne de geride kalın aksi takdirde helak olursunuz. Hz. Muhammed (s.a.a.) bu sözlerinden sonra Hz. Ali’nin elinden tutup şöyle buyurur: “Ey insanlar! Müminlere kendilerinden daha evla (öncelikli, yetki sahibi) kim vardır?” Halk cevap verir: “Bunu Allah ve Resulü daha iyi bilir.” Hz. Muhammed (s.a.a.) sözlerine devam eder: “Allah benim mevlamdır, ben de müminlerin mevlasıyım. Ben onlara kendilerinden daha evlayım (yetki sahibiyim) ve ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Ali bin Ebi Talib, benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir, benden sonra imamdır. Onun bendeki yeri Harun’un Musa’ya olan yakınlığı gibidir ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir. O, Allah ve Resulünden sonra velinizdir.”

    Gadir-i Hum olayının özetini paylaşan AKAD Yönetimi ayrıca “İslam dininin kemale erdiği, nimetin tamamlandığı gün, elbette en büyük bayramdır ve gönül isterdi ki bu gün tüm Müslümanlarca coşkuyla kutlansın ve resmi tatil ilan edilsin” dedi. 

Editör: TE Bilisim