İsveçli Gazeteci Staffan Dahllöf, AB’nin, üye ülkelerin çıkarları doğrultusunda sürekli değişim ve gelişim gösteren bir yapı olduğunu belirterek Türkiye’nin tam üyeliğinin önünde en önemli engelin başında, nüfusu çekincesi bulunduğunu söyledi.İskenderun’da gazetecilere yönelik Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile İsveç Gazetecilere İleri Eğitim Enstitüsü (FOJO)’nun ortaklaşa düzenlediği “Avrupa Birliği” konulu iki gün süren eğitim semineri büyük ilgi gördü.Tercümanlığını gazeteci ve kanal 8’in haber spikeri Gökhan Karadağ’ın yaptığı 4-5 Aralık 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen seminerde konuşan Kopenhaglı gazeteci Staffan Dahllöf , AB’nın tarihçesinden, günümüze kadar geliş süreci, üye kabul kriterleri, birliğin genişlemesi, çalışmaları ve Türkiye AB ilişkilerini anlattı. 1951 yılında kömür ve çelik işbirliği adı altında başlayıp 6 üyeli bir topluluktan günümüze kadar 25 üyeye genişleyen AB’nin çok önemli gelişmeler kaydettiğini anlatan Kopenhaglı gazeteci Dahllöf bilgi verirken, tespitlerini de gazetecilere aktardı. Türkiye’nin tüm koşuları yerine getirse bile 2013’e kadar AB üyeliğinin söz konusu olmadığının altını çizen Dahllöf“Avrupa Birliği bütçesi 5 yıllık olarak hazırlanır.2007-2013 bütçesinde dahi Türkiye ile ilgili bir husus yer almış değil. Bu gösteriyor ki, 2014’e kadar Türkiye’nin üyeliği söz konusu değil. Bütün koşulları yerine getirse bile. Bütçe anlamında 2013’e kadar bir yardım yok. Ancak entegrasyon çerçevesindeki yardımlar devam ediyor” dedi.NÜFUS ÇEKİNCESİAvrupa Birliğinde üye ülkelerin nüfus oranlarıyla temsil ve söz sahibi olduğunuifade eden Staffan Dahllöf “Türkiye AB’ye 2014’de girmesi halinde nüfusuyla %14.9’luk bir orana ile karar vermede en fazla söz sahibi ülke olacak. Parlamento daen fazla sandalye sayısı demek. Bakanlar Konseyinde en etkili ülke. Bu diğer ülkeler arasında daha iyi anlaşılır hale geldi. Objektif bakıldığında Türkiye’nin üyeliği konusunda AB üyesi ülkelerin en önemli çekinceleri nüfus yoğunluğudur. Diğer taraftan üye ülkelerin mevcut sandalye kaybı endişesi de söz konusu.tabi bu konuda çifte standart söz konusu” diye konuştu. GÜMRÜK BİRLİĞİ KOZU17 Aralık’ta istemediği bir sonuç çıkması olasılığıyla yola çıkılarak, Türkiye’nin ani bir kararla Gümrük Birliğinden çekilmesi durumunda ne olur sorusuna iseStaffan Dahllöf, “Gümrük Birliğinden çıkabilir. Ancak her iki tarafın siyasi hesapları altüst olur. Türkiye AB’ye Gümrük Birliği kozunu yada kartını oynayabilir” şeklinde cevap verdi. 17 Aralıkta AB ilerleme raporundan Türkiye için hem negatif, hem de pozitif bir sonuç çıkma ihtimalinin bulunduğunu da sözlerine ekleyen gazeteci Staffan Dahllöf“Bazı ülkeler Türkiye’nin kabul edilmesi için prestij mücadelesi var. Kötü bir evet Türkiye’yi isteyen ülkeler için de kötü bir sonuç olacak. Artı Türkiye bir çok ülkenin aksine büyüyen bir ekonomi, büyüyen Pazar, Stratejik önemi olan, doğalgaz, petrol ve enerji hattıyla Avrupa Birliği üyelerinin önemsediği bir konumda. Ayrıca 1963’ten bu yana uzun başvuru süresi içinde Türkiye AB’ye hiç bu kadar yakınlaşmadığını düşünüyorum Kopenhag kriterleri kabul edildiğinde koşulların yorumlanmasında zorluk var. Komisyonun ‘Türkiye hatırdır a’ hazır olduğunu düşünüyorum” dedi.
Editör: TE Bilisim